24 Haziran 2013 Pazartesi

GERÇEKTEN DEMOKRATİK BİR İLİŞKİMİZ VARDI DEMOKRATİK BİR AŞK YAŞIYORDUM O GÜNLRDE SENİNLE(!)...‏

  • GERÇEKTEN DEMOKRATİK BİR İLİŞKİMİZ VARDI DEMOKRATİK BİR AŞK YAŞIYORDUM O GÜNLRDE SENİNLE(!)...‏







bana gönderddiğin o küçük not mektubun arkasından sana duygularımı açtığımda birliktelik teklif ettiğimde beni,"size karşı duyduğum sevgi bir dostuma arkadaşıma duyduğum sevgiden farklı değil!.." diye cevaplamıştın ve bende senin bu cevabına karşılık,..peki o zaman fazla zorlamış olmayayım seni...demiş ve arkasından sen,..."durun canım!..o kadar karamsar olmayın hemen.hem kim kime zorla bir şey yaptırabilmiş ki?...
deneyeceğim tabi!.." cümlesiyle restimi görmüş ve kabul etmiştin 'demokratik' biçimde!.unutamadığım cümlelerinden birisidir,.."kim kime zorla
bir şey yaptırabilmiş ki?.." cümlesi....'demokratik' çerçevede başlamıştık ilişkimize böylece!...'deneyceğim tabi!..'...bilimsel(!)...'deneysel' ........
kaç kişi yaşamıştır bu diyalektik materyalist duygu/his/düşünce geçişlerini?...uçuşmaya başlamıştık yeniden sinemada kaldığımız yerden.kendi 
denizimizde yaşıyorduk ruh fırınalarımızı.hızla yol alıyorduk hızla!...ve senin o unutulmaz soluklanmaların ilişkimizi değerlendirmelerin,enerji en
jektelerin?..."yazdıklarınız belge niteliğinde mutlaka yayınlanmalı.umarım bir gün yayınlanır.biliyorum 'anıdefteri'nizi tutuyorum uzun zamandır bende.tekrar tekrar okumalıyım beynime kazımalıyım!.."...ya şu yorumun?.."bana yazdıklarınızla o ünlü yazarların sevgililerine yazdıklarını çok
tan geçtiniz!.."....enerji patlamaları gibiydi yorumların.kaç defa uzaya fırlatıldım kaç defa geri döndüm dünyaya anımsamıyorum?(!)...dayanıl
mazdı benim hakkımda yazdıkların.işte bunlardan birkaç tanesi daha..."okuduğum kitaplarda tasvir bölümlerini atlayan ben sizin yazdıklarınızı 
zevkle okudum.gezmiş dolaşmış gibi oldum oraları.teşekkürler!.."...."anılarınızı keşke beraber okuyabilseydik.."...." 'merhaba' oyununda o an 
yanımda olmanızı o kadar çok istedim ki!.."...yazdıkların arka arkaya gelen fay kırıkları artçı depremler gibiydi karşılayamıyordum,dayanamıyor
dum istemlerine tanımlamalarına.hızla çoğalıyordu 'nicel' birikimlerim hızla!...'çanlar kimin için çalıyor'...(e.hemigway)...çanlar benim için çal
maya başlamıştı.işte bu hızla sana hızlı bir biçimde ilişkimizin adını koyalım ailelerimize açıklayalım önerisi getirmiştim demokratik biçimde....
beni baban tanıyordu sadece sinemdan annenle bir defa karşılaşmıştık galiba?..baban,.."hoca bizimkileri tiyatroya bırakırmısın?." demiş ve bende annenle seni tiyatronun kapısına kadar geçirmiştim.ve annen?..hitler'in gölgesi(!)...bütün korkun annendi nefesini ensende hissediyor
dun şiddetini ruhunda!...altmışsekizli olmalarına rağmen demokratik değildi evde yaşam.sert rüzgarlar esiyordu annenle baban arasında.baban
seni sinemeya getirirken bana,..."annesi bir kaç haftalığına yurtdışına gitti evde sıkılmasın yalnız kalmasın diye yanımda getirip götürüyorum.
annesine düşkündür biraz.."....bunu daha sonraki mektuplaşmalarımızda sende açıklamıştın,..."bizimkiler anlaşamıyorlar babam bu günlerde evden ayrılmak üzere babamla soğuktur aramız...".anlattıklarınla tahmin ediyordum yaşadıklarını.belki de benim 'nitel' sıçramam bu olumsuz
lukların üzerine geldi.hani lenin'in meşhur 'devrimci durum' tanımı vardır,lenin der ki,..."yönetenlerin yönetemez,yönetilenlerin de eskisi gibi yö
netilmek istememesi.."...evet!..baltayı taşa vurmuştum galiba ilişkimizi ailelerimize açıklayalım derken.sizin evde bir yönetim krizi varken ikinci
bir krizi bu ev kaldıramazdı belki ve sen sıkıntılarında,kararsızlıklarında haklıydın herhalde.hiç unutmam bir akşam üzeri işyeri buluşmasına asık
bir surat ve her an patlamaya hazırpimi çekilmiş bomba gibi düştün.seni hiçbir zaman bu türlü sinirli ve suratın asık gözlerin çakmak çakmak parlıyor biçimde görmemiştim.bağırmak,çağırmak istiyordun ama rüyadaydın sanki karşımda taş kesilmiştin sımısıkı kapalıydı dudakların yüz çiz
gilerin konuşuyordu sadece.anlamıştım kötü bir şeyler olduğunu veya yaşadığını ne olmuştu ne yaşamıştın acaba?...ne oldu?..diyebildim nasıl olduysa...ve sen konuştun,çözüldün büyü bozulmuş ve sen o haosolduğun durumdan andan kurtularak bir anlamda olsa da rahatlamıştın.......
"ben zaman yaratmak için neleree katlanıyorum biliyormusun?..buraya gelirken önümü göremedim o hızla düştüm!.."...o an gülmemek için zor tutmuştum kendimi.o denli masum ve çocukça konuşmuştun ki?...sanki bana değil de babana anlatıyordun başına gelenleri(!)...ne kadar 
demokratiktik seninle ne kadar!?(!)....benim sana ayzdıklarım senin özelinde gözlemlerim son derece şaşırtıyordu seni.ben bu durumu içiçe
geçmek olarak algıladığımı,.'.seninle içiçeyiz'...yargımı çok beğenmiş ve bana,.."çok tuttum bunu!" demiştin.öylesine doğal ve demokratik bir
biçimde örtüşüyorduk ki seninle anlatamam!..."ya beni çok iyi tanıyorsunuz ya da gözlem gücünüz çok iyi!.resterasyon hocam bana, bakıyor
sun ama görmüyorsun demişti!.."...arkaya toplardın saçlarını atkuyruğu..o geniş alnın çıkardı ortaya iri güzel gözlerin...oval yanakların küçük kulakların,burnun,biçimli ağzın pembe rujlu dudakların...kot pantolon üzerine giydiğin yakası kalkık beyaz gömleğin ve gençkız güzelliğin biçimli vücudun..."...bu tanımlamam karşısında,..."beni o denli incelemişsiniz ki size gelirken elim ayağıma dolaşıyor doğallığımı kaybettire
ceksiniz bana!.."...dengeni bozuyordum senin,o çok sevdiğin doğallığını yarattığım depremlerle dalga dalga sana ulaşan artıçalrım fay kırılmalarımla,sarsıntılarımla...ama demokratik biçimde!(!)...kırmadan,dökmeden...heycanlandırarak,hafif hafif sarsarak iç gıdıklayıcı!(!)....

    Hiç yorum yok:

    Yorum Gönder