30 Haziran 2013 Pazar

SYD BARRETT...İNZİVA..' ÖZEL SEVGİ' HİKAYESİ!... "SİZEKARŞI DUYDUĞUM SEVGİ BİR DOSTUMA ARKADAŞIMA DUYDUĞUM SEVGİDEN FARKLI DEĞİL!.."...ELVAN GÜNAY/1989....

İNZİVA...'ÖZEL SEVGİ' HİKAYESİ....‏

"SİZEKARŞI DUYDUĞUM SEVGİ BİR DOSTUMA ARKADAŞIMA DUYDUĞUM SEVGİDEN FARKLI DEĞİL!.."...ELVAN GÜNAY/1989....

yaratıcı insanların,zweig'ın 'yıldızın parladığı anlar' kiatabında biyografileri okunduğunda onların değerleri daha iyi anlaşılır.syd barrett bu insanlardan birisiydi ve pink floyd'u kur
du,müzik tarihine kazandırdı.yaşam içinde çok az insan iz bırakmıştır.iz bırakmak,unutul
mamak.syd barrettt yaratıcılığının zirvesinde inzivaya çekildi çok sevdiği müzik alanına
kalıcı olarak bir daha dönemedi.yaratıcı insanlar,bilginler,kaşifler uçucu insanlardır,gün
lük yaşama pek uymazlar,uyamazlar.kurallar onları sıkar,dayatılan sınırlar içinde kalmak
onlara her zaman itici gelmiştir.onun için sanatçılar bir anlamda toplum dışı yaşamayı
(dışlanmak değil)kendilerini izole etmeyi doğal bir süreç olarak görürler kendilerinde.in
sanın kendisini dinlemesinin en güzel yolu bu olsa gerek herhalde.inzivaya çekilmek,kay
bolmak..."benden başka kimseniz yok sanki dünyada!?."...seni tanıdıktan sonra az çok
iç dünyamı anlamıştın.nasıl yaşadığımı,ilişkilerimi...özelimizi konuşmasak bile çözümlüyor
duk birbirimizi.sen,'özel sevgi'yi,ben ise içimde taşıyordum hapishaneyi..."deneyeceğim
tabii,karamsar olmayın hemen!."...bay karamsar,dalgacı...bana taktığın rumuzlardı bun
lar.beni çok iyi karekterize eden sembollerdi gerçekten.biz birbirimizi tanımaktan,tanış
maktan çok,aynı zamanda içimizdeki yaratıcılığı,o ulaşılması çok zor olan insanın içini,
iç dünyasını keşfetme yaklaşma tanımlama anlamında büyük bir yolculuğa çıktık senin
le.farklı insanlardık çok farklı....zıt kutuplar,anat-katot..artı-eksi...yan yana geldiğimiz
de ise aynı cinstik seninle!...içiçe(bu lafımı çok tutmuştun)...bir coşku,sıcaklık kaplardı
içimizi.zaman içinde giderek artan bir sıcaklık...hiçbir harf,cümle,kelime anlatamazdı bi
zi,tanımlayamazdı.dayanamadın bu sıcaklığa,"çok hızlı yaşadık!"dedin ve syd barrett gi
bi kayboldun inzivaya çekildin.zirveye çıkmıştın onun gibi ve hızla indin aşağıya bir daha
o içinde yarattığın biriktirdiğin keşfe çıktığın,"deneyeceğim tabii!"dediğin alana dönmedin
dönemedin...yaşanmış bitmişti çünkü...akan bir nehirde bir defa yıkanabilirsiniz dememiş
miydi filozof!.o an ikimiz içinde kabarma anıydı,kendimizi kaybetme anı,delilik bir anlamda
dünyadan kopuş,uçuş,uçuculuk!...çabuk uyandın bu rüyadan,hipnotizma olmuş gibiydik
adeta,büyülenmişçesine geçmiştik kendimizden.gidiyorum dedin ruhen,"çok hızlı yaşa
dık!"...yaşadıklarımızı senin cümlen kadar doğal anlatabilecek,kurulabilecek bir cümle bu
lunamaz bence.bir daha dönmeyecektik aslında,dost,arkadaş,tanış olarak devam etme
yecektik koparacaktık bağlarımızı syd barrett gibi inzivaya çekilecektik yaşamın derinlik
lerine,karanlıklarına dalacaktık kaybettirecektik izimizi.beni o günden sonra silecektin
anımsamayacaktın bir daha.ben silmiştim seni,üstelik çok güzel unutmuştum.nereden
nasıl esti,ne oldu kim yönlendirdi beni anlamadım elim mektuplarına gitti ruh çağırır gibi
okumaya başladım yeniden onları.korkuyordum aslında onlara dokunmayı,eğer açıp okur
sam başıma kötü şeyler geleceğini zannediyordum.ne kötülük olabilirdi,neden bana za
rarı dokunsundu kelime ve cümlelerin?.. .yarattığımız dünyaya dönmeme istemi,o psikoloji
yi bir daha yaşamama sendromu!..dokunulmazdı o mektuplar yazılanlar.öylesine masum
du ki harfler kelimeler cümleler,o denli uysal!..ne zaman ki elim uzandı yazdıklarına,inanıl
maz bir değişim sarsıntı deprem oldu içimde.cansız kağıt parçaları zannederiz değil mi ya
zılanları.kağıttan mürekkepten oluşan üstü kapalı zarf içinde sessiz sedasız zararsız bir
köşede bekletilen...öyle değil işte!..senden benden içli,hisli,duygulu,düşünceliymişler oy
sa.beni öyle bir sorguladılar ki anlatamam.cevaplayamadım zaten sorulan soruları,sorum
lulukları.sende yaşadın,mutlu oldum bir zamanlar dediğin cinsten...değildin aslında,kendi
ni kandırıyordun,aldatıyordun kendini,bedenini,cinselliğini...anımsasana ilişki kurduklarını
hangi ilişki mutlu etti seni?..bin pişman oldun döndün ruhlar evine!..son karşılaştığımızda
nasıl heycanlandın nasıl çırpındın kulaç atmaya başladın bana doğru boğulmak üzerey
ken.yaklaşmıştım sana,sen bana gelemezdin arayamazdın yaklaşamazdın o şansını çok
tan kaybetmiştin.syd barrett'in çünkü sen!..syd barrett'e dönemedi bir daha o çok sev
diği müzik alanına!..bir mektubumdan esinlenerek şöyle yazmıştın uçmuştun,"çok güzel şiirimsi cümleler var mektubunda.harika cümleler!..iznin olmadan onları şiirleştirdim beğe
necekmisin bakalım?.sana onca şiir yazdım bula bula bunları mı buldun diye sitem etme sakın hepsi güzel yazdıkların!."la biten yanıtın,anımsadın mı?...hepsi güzeldi yazdıklarım
ın ama sen o cümleleri beğenmiş bulup çıkarmış şiirleştirmiştin.keşfetmek,bulmak ortaya
çıkarmak buydu zaten.her zaman sana nasıl aşkla yazıyorsam öyle yazmıştım o cümle
ve kelimeleri sıradan arayıp bulmadan üzerinde düşünmeden.fark edilmek,fark etmek ay
rıştırmak değerlendirmek yaratıcı olmak!..sendin o beni yeniden yaratan içsel yolculukla
rıma çıkaran yazma serüvenime döndüren.sen olmasaydın ne o anılar yazılabilir ne o şii
rimsi cümleler şiire dönüşebilirdi.ve kapanış sahnesi,sen olmasaydın o mektuplar,anı def
teri,şiirler,el yazınla temize çektiğin şiir ajandası,hapishane mektupları yırtılıp yok edilebi
lirdi!..ben yıllar yıllar önce ayrılıktan sonra mektuplarımı senden istediğimde,"ne yapacak
sın?"diye sormuş,bende,"yırtacağım yok edeceğim yakacağım!"türlü arabesk bir cevap
vermiştim.beni akıl dolu cümlelerinle utandırdın o gün farkında değildin belki."onlar emek
ürünü ve bana yazılmış mektuplar veremem!.sende olan mektuplarımı yok edebilirsin kop
yeleri var bende!."...bir kere uyanmıştı içimdeki faşizm!.senin o dingin sesin bilincinle susmuştu,susturmuştun içimdekini."gideceğim bu şehirden terk edeceğim!.."dediğimde
yine harika bir cevap verdin,"gitmekle uzaklaşmakla unutulacağını mı zannediyorsun yaşanılanların!?."..diyerek paketlemiş kaldırmıştın, mektupları sorduğumda,"paketledim
kaldırdım duruyor maltepe'de ki evde!."..işte bende o günden itibaren c.oğlu sütiş'in
önünde o konuştuğumuz yerde paketlenmiş duruyorum.oradan geçtiğimde anımsıyorum
kendimi.selamlaşıyorum orada kendimle,hesaplaşıyorum.yine sen varsın yanımda bana
akıl veriyorsun o güzel bilincinle,öngörünle!(!)...syd barrett'sin sen!..yarattığın adamı
bırakıp c.oğlu'nun orta yerinde karanlığına dalan!.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder