30 Haziran 2013 Pazar

KAFA KAFAYA VERİP KAFA PATLATMAK LAZIM KALDIĞIMIZ YERDEN!.."MİLLİ RESİM DENİLİNCE NE ANLIYORSUN?..KAFA PATLATMAYA DEVAM O ZAMAN!"...ELVAN GÜNAY TOPALLI-2008...

KAFA KAFAYA VERİP KAFA PATLATMAK LAZIM KALDIĞIMIZ YERDEN!..
30.03.2010
"MİLLİ RESİM DENİLİNCE NE ANLIYORSUN?..KAFA PATLATMAYA DEVAM O ZAMAN!"...ELVAN GÜNAY TOPALLI-2008...
mutlaka bir gün bu dünyadan ayrılmadan önce oturup konuşmalıyız seninle.harflerin,kelimelerin,cümlelerin,satırların altlarını
çize çize...ne anlatmak istemişiz?..ya sen!?..anlam yükleyip anlam çıkarmalıyız.laboratuarda deney yapar gibi!..kelimeleri,
cümleleri yoğunlaştırmalıyız,denemeliyiz dirençlerini....bunu mutlaka bir gün yapmalıyız...bir anlamı yok paketleyip eve bırak
manın mektupları...bu dünyadan ayrılınca yanımızda götüremiyeceğimize göre,o yıllar yılı yapmak isteyipte yapamadıklarımızı,mutlaka yapmalıyız!..mutlaka!..kafa kafaya verip, kaldığımız yerden devam etmeliyiz. kafa patlatmalıyız seninle yeniden!......
bana ne bu dünyada,ne öbür dünyada rahat,huzur,gün yüzü yok!..orada buluşup görüşemeyeceğimize göre...ne günahımız
günah,ne sevabımız sevap..benzemez birbirine!(!)...))).cennetimiz,cehennemimiz bile farklı bizim!..bu dünyada ayrımsız bir dünya düşlediğimiz mücadele ettiğimiz için,yine itiraz ederiz mutlaka orada!(!)...(((.öbür dünyanın anayasasını bu dünyada
kabul etmek mümkün mü?..bu din masalının iki aktörü var;cenetten kovulduğu iddia edilen, adem ve havva...seneryo hep aynı...yasak elma,ve bir ağacın altında yaprakla örtülü cinsel organları...değişmez dekor;yaprak,elma,ağaç altı...kimin kimikandırdığı tartışmalı...(bence burada başlıyor kadın sorunu!(!)..) diğer oyuncular,zebaniler,cebrail,azrail!...tanrı yönet
men,yardımcıları yeryüzü peygamberleri!...biz kullar ise her zaman olduğu gibi alık sedyirciler;uslu,uysal,sessiz yığınlar!......
ne demiş shakspeare,"dünya iyiler ile kötülerin mücadelesidir!"...dante,"cennetin yolları iyi niyet taşları ile örülüdür!"..(!)....
uyarır bizi,saf saf kanmayın cennet hikayelerine hazırlıklı olun, süprizlere!..cehennem olmaz,senin için yani...benim için fark
etmezde!(!)...cenette gideceği(miz)n şüpheli!?...nerede nasıl görüşeceğiz peki gönül rahatlığıyla?...yine sana bir yol çıkar belki ama,bana ııılh!...zırnık çıkmaz!(!)..yine senin(sizin) sözünüz geçer oralarda.anlaşıldı bu gidişle seninle oturup rahat ra
hat konuşamayacağız bu dünyada olduğu gibi!(!).."size gelmek için zaman yaratmaya çalışıyorum neler çektiğimi tahmin ede
mezsiniz?."... ..."anı defterinizi beraber okumalıydık,allak bullak oldu duygularım! ?"..."o akşam,'merhaba!'oyununu izlerken sizi
düşündüm oyun boyunca.yanımda olmanızı beraber seyretmeyi ne kadar çok istedim bir bilseniz!?"...didik ddik edemiyeceğiz
mektupları.ne işe yarar zamanını doldurmuş kağıt parçalarının varlığı,kime faydası var?..ne yazıldığı,kime,hangi düşünce ile?..
edebi değerinin olup olmadığı?...sen aziz nesin'in mektuplarını çevirmeyi bırakta beni çevir bu günün türkçesine!(!)..bakalım
ne ifade ediyor,ne anlam taşıyor,anlamsızlaşıyor,kaç tane daha şiirimsi cümleler çıkar acaba?..yaşama katkısı varmı?..zanne
dilir ki,cansızdır kağıt,kalem,defter yaprağı...zannedilir ki,insan eli kalemi oynatmadıkça,bilinç dökülmedikçe kağıt üzerine,bir
şey ifade etmez!...doğru,öyle görünür belki çıplak gözle bakınca;engin bir deniz,uçsuz bucaksız boşluk!...ama öyle değildir işte!..kağıt sayfa olmadan önce,bir ağaç gövdesinin selülöze dönüşmemiş halidir.nefes alması,beslenmesi,büyümesi yapra
ğın!...doğanın en güzel doğal örtüsü....biz insanların toplumun bireyleri olmamız gibi!(!)...sayfalar,yapraklar yaşam taşıyıcı
dırlar,anlatırlar,tasarlarlar,binbir hayat vardır üzerlerinde.yaşama bağlarlae bizleri.bir kitap alır götürür bizleri,cin evine,cinne
te,cinayetlere!...kitap kutsaldır diye,saklanır müceverahat gibi...onu değerli kılan kendisidir oysa!..yakılır,yayılmasından,okun
masından korkularak,anlatılmasından!..sansür edilir,yasaklanır basılması dağıtılması!..tutuklanır,yargılanır,hüküm giyer onun
için canlıdır kitaplar insanlar gibi!..cansızdır oysa,durur rafında,kütüphanede,bir köşede....elinde cebinde...bize öyle gelir!....
'bir kağıt parçası' kimine göre...bir kağıt parçasının etrafında iktidar mücadelesi yapılır.hiç düşündünüz mü,aklınıza geldi mi?..
bir kağıt parçasını görüş günü ziyaret etmeyi!?...ben düşündüm,özledim o kıza yazdığım mektupları görmeyi,çok özledim,çok!
mamak'ta açık görüş olduğu zaman bayramlık çocuklar gibi sevinir giyinirdik!...o gün hiç bitmesin isterdik açık hava ve sev
diklerimiz;nazım'ca söylersek,anamız,babamız,yarimiz,çocuklarımız!..bize mektup yazan elller...kağıt parçası üzerinden ete ke
miğe,dile,sözcüklere dönüşen....havada uçuşurlardı,ne dediğimiz önemli değildi,ne demediğimiz önemliydi askerin gölgesinde! onlarda mektuplara saklanırdı özlemle...konuşuyoruz koklaşıyorduk sadece!..dayaksız,işkencesiz bir gün...sanki güzel bir ba
har gününde, kıştan yeni çıkılmış,ailemizle,sevdiklerimizle güneşin tadını ıkarıyoruz bir parkta veya dağ başında piknik yerinde
hüseyin gazi dağı tepemizde bize gülümsüyor,"günü yaşayın çocuklar ben varım arkanızda dağ gibi!"...dağ gibi dağ vardı arkamızda küsmemişti bize!(!)...bütün kapılarından geçtik yaşamın....bütün o yaşanması gereken karmaşasını yaşadık...bu
bir yaşam biçimi!..bana,"içinde taşıyorsun hapishaneyi!"demiştin,anı defterimde gömrüşçümle aramda geçen bir olumsuzluk
veya yanlış anlama sonucu geçen konuşma için,"ben olsaydım öyle demezdim!"diye not düşmüştün satırın karşısına...çok doğru anlamıştın beni çok güzel sıcak samimi....ne güzel tamalıyorduk birbirimizi ne güzel!?.....demirperde,duvar yıkıldı,senin
bana ördüğün duvar yıkılmadı aksine yükseldikçe yükseldi...ör bakalım duvarını,sıkı ör...aşk,sevgi,ışık sızmasın!...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder