25 Haziran 2013 Salı

GEZİ PARKI DİRENİŞİ AKP HÜKÜMETİNE UNUTULMAZ DERSLER VERDİ!..‏


  • GEZİ PARKI DİRENİŞİ AKP HÜKÜMETİNE UNUTULMAZ DERSLER VERDİ!..‏
 
seyfettin ülger
:
gezi parkı direnişi AKP hükümetine ve gerici/şeriat özlemcisi,ırkçı/şöven uygulamaların(FAŞİZM)savunucularına unutulmaz dersler verdi!.mahir çayan silahli mücadele günlerinde yapılan eleştirilere şöyle cevap vermişti,'bir kaç silahlı mücadele eylemleri ile devrim olacağını sanıyorsanız yanılırsınız'...1970-2013...43 yıllık bir zaman dilimini geride bıraktığımız zaman aralıklarına baktığımızda türkiye halklarının mücadele geleneğinin en son halkası olarak 'gezi parkı direnişi'ni görürürüz.m.çayan'ın o günkü tanımını günümüze uygularsak,birkaç eylem ve direniş sonucu değil 'devrim',AKP hükümetinin devrilmesini bekleyemeyiz.ama önemli olan 'kitlesel' bir başkaldırının artık durdurulamaz,engellenemez hale gelmesi önemlidir.türkiye toplumsal muhalefetinin özellikle 1960-2013 aralığında yaşadıkları ve geldiğimiz 'durum' çok önemlidir.1960 ihtilali sonrası adeta 'reform/rönesans' süreci yaşayan türkiye'de aynı zamanda 'sosyalizm' düşünce yaşamımıza ve parlementoya TİP olarak girmişti.siyasi örgütlenmenin yanında 'sosyalist sanat'ın güzel örneklerini her dalda görmeye,okumaya,duymaya başlamamızın miladıdır aynı zamanda o yıllaryazın hayatında aziz nesin,müzik çalışmalarında ruhi su,sinemada y.güney,cumhuriyet döneminin sosyalist/devrimci kuşağın bayrağını yere düşürmeden yükselten isimlerdi.sosyalist mücadele 'soğuk savaş'ın ve bizim gibi ülkelerde gölgeli/bulutlu zaman zaman güneş açan hava durumu ortamında yasal/gizli biçiminde örgütlülüğünü sürdürmeye kitlelerle bağ kurmaya devam etti.1971 askeri faşist cuntanın sözcülerinden faşist general müdahale şartlerından biri olarak şöyle diyecekti,'toplumsal uyanış ekonomik gelişmeyi aştı'.ve türkiye solu 1971 askeri faşist cunta döneminde yol ayrımını sıcak biçimde yaşadı.reformist/revizyonist kanat bavulunu hazırlayıp mamak askeri cezaevi'nin yolunu tutarken 'devrimci' kanat 'silahlı mücadele' kararı doğrultusunda savaştılar ve çok ağır kayıplar verdiler.1973 affı ile bir anlamda güneşin bulutlar arasında görünmesiyle 'karaoğlan' efsanesinin yaygınlaşması ecevit/erbakan koalisyonunu doğurdu.yükselen devrimci dalga CHP'yi canlandırmış ve bir anda iktidar mücadelesine taşımıştı.'1974 kıbrıs barış harekatı' adı altında başlatılan savaş ve sonrasında yükselen şövenizm/ırkçılık ve arkasından gelen AMBARGO ecevit hükümetinin sonunu hazırladı ve ecevit cezalandırılarak napolyon gibi 'siyasi sürgün'e gönderildi.1975-78 aralığı türkiye açısından FAŞİZMİN iktidara tırmanma harekatı olarak görüldüğü sistematik uygulamaların yaşandığı yıllardı.zincir k.maraş katliamı ile kırıldı ve SIKIYÖNETİM ilan edildi bu gelişmeler aynı zamanda ecevit hükümetinin 'karaoğlan' efsanesinin sonu oluyordu!.1975-80 aralığının yaşadığımız bu günlerden sadece tarihsel ve yaşamsal farklılıkları vardı o kadar!.1975-80 arası yoğun bir polis baskısı artı faşist MHP'li tosuncukların demokrat/aydın/yurtsever/devrimcilere ardı arkası kesilmeyen saldırıları ve geniş emekçi halk yığınlarının oturduğu gecekondu semtlerine yaymaya çalıştıkları 'alevi/sünni' çatışması şemsiyesini kullanarak 'anti-komünizm'i körüklemeleri bardağı taşıran son damla oldu!.bilimsel verilerin deneysel sonuçları vardır;hiçbir şey yoktan varolmaz,varolan madde yok olmaz veya doğada kaybolmaz!...28 mayıs günü başlayan ve 31 mayıs tarihi kitlesel direnişle parkı ele geçiren ve KOMÜNAL yaşam ve MÜCADELE dersi veren genç ve dinamik kitle 1960 sürecinin 1971 ruhunun 1975-80 arası faşizme karşı verilen mücadelenin ve 1991 yılı itibariyle yıkılan S.S.C.B'nin dağılmasıyla 'soğuk savaş'ın fiziki anlamda ortadan kalktığı ama içsel olarak devam eden BASKI/ZOR/İŞKENCE ortamının zaman zaman 'devrimci' grup ve örgütlerce zorlanmasına rağmen başarılamayan ZAFER,2013 MAYIS ayında kitle desteği ile geldi!.marksizmin kalın çizgilerle altını çizdiği ve önemsediği bir gerçekliktir KİTLE ve KİTLE DESTEĞİ....tabii şu yanlışlığa düşmemek kaydıyla,her toplumsal kalkışma,kitle öfke ve isyan nöbetleri DOĞRU bir SİYASİ ÇİZGİ ve SAĞLIKLI sonuçlara bizleri götürmeyebilir!..bu duruma en güzel ve kanlı/canlı örnek ALMAN FAŞİZMİ'ni somutlaştıran HİTLER gerçekleği ve sonrasında emp./kapt.blok tarafından yerli işbirlikçi sermeye gruplarının temsilci ve parti liderlerinin SİYASİ İKTİDAR'lara taşınması gözden kaçırılmamalıdır.ulusal kurtuluş savaşı sonrası yaşanan SİYASAL SÜREÇ böyle bir süreçtir.1923-1946 ve 1950 seçimleri sonrasında iktidara gelen hükümetler emperyalist/kapitalist zincirin temsilci halkalarından başka bir şey ifade etmezler!1923-46 kemalist süreç K.BURJUVA DİKTATÖRLÜĞÜ olarak tanımlanabilir.kurulan devlet partisi CHP ve SİYASAL ERK bunun en katmerli kanıtıdır.feodal bir ülke olan türkiye o günlerde 'ulusal ruh' ile girdiği 'işgal' savaşını mahir çayan'ın ifade ettiği 'gavur allerjisi' ile kovmuş ve bu isyanı örgütleyen k.burjuva aydın asker(m.kemal ve arkadaşları)kanat 'cumhuriyet'i ilan etmiştirişçi ve köylü snıfının 'sınıf' olamadığı bir dönemdir 1923 süreci.ittihat-terakki ile başlayan saltanatın gölgesinde sürdürülen,'vatan elden gidiyor' cayırtıları arasında yaygınlaşan 'milliyetçi'lik emperyalizmin işgali sonrasında bu kanadın işbirlikçi çıkması(talat almanya'ya sığındı,enver kafkasya'da kaldı,vahdettin kaçtı)önderliğin,fransız devriminden beslenen ve m.kemal'in önderliğine geçmesi ile sonuçlandıbir anlamada KÜÇÜK BURJUVA DİKTATÖRLÜĞÜ olgusunun yerleşkesi KEMALİZM oluyordu.kemalizm 1923-46 süreci içinde alman tipi kalkınma modeli olan DEVLET KAPİTALİZM'i stratejisni izledi ve ek olarak ALMAN NASYONELİZMİ'nin derin izlerini taşıyan ANAYASAL ve PARTİ örgütlrnmesinin ('tek parti dönemi')somut örneklerini sergiledi1946-50 sonrasında muhalif kanadın CHP'den koparak(bayar önderliğinde ittihatçılar)DP'yi kurmaları ve ikinci dünya savaşı sonrası dizayn edilen 'yeni dünya düzeni'ne eklemlenen DP ve kurmayları 'devlet kapitalizm'i yerine 'SERMAYE İHRACI' modelinin temsilcisi oldular ve 'her mahallede bir milyoner' sloganı ile 'özel teşebbüs' adı altında emp./kapt. sistemin ülke içi 'yerli işbirlikçi sınıf' yaratma adına soyundular!ve böylece türkiye'de kemalistler tarafından yukarıdan aşağıya giydirilen 'demokratik devrimler' sonucu ülkede aşağıdan yukarıya değil,yukarıdan aşağıya doğru dayatılan bir 'demokrasi' uygulaması yani 'BURJUVA DİKTATÖRLÜĞÜ' süreci ağırlıkla BASKI/ZOR unsurlarının belirleyiciliğinde 'SÜREKLİ FAŞİZM' açık-gizli faşizm(Mahir Çayan)olarak 'temsili demokrasi' ve 'askeri darbe'ler olarak karşımıza çıktı!.AKP'nin son on yıldır ülkemizde uyguladığı ve 'ileri demokrasi' dediği 'demokrasi'nin kaynağı buradadır!.1975-80 arası devrimci grup ve yapılanmaların önderliğinde faşizme karşı verilen mücadele sırasında gerçekleştirilen DİRENİŞ KOMİTELERİ ruhu bir anlamda taksim gezi parkı direnişinde,yaşam biçimi,dayanışma,beraber savaşma,direnme kendisini bir kez daha gösterdi1980-83 arası açık faşist diktatörlük,1983 faşist anayasasının kabülünden sonra yerini temsili demokrasiye(özal'lı yıllar) arkasından 1991 ve sonrasında yeniden hortlayan FAŞİZM (çiller/erbakan REFAH/YOL)'KÜRT SORUNU' ve ülke sorunlarını terörize ederek çözme yoluna gitti ve mehmet ağar'ın 'bin operasyon yaptık' yumurtlamasını doğruladı.bu yıllar adeta 1975-80 yılarının kopyesiydi.aydın ve demokratların katledilmesi,sivas madımak otel yangını ve bunların arkasından başlatılan şövenizm/ırkçılık ve üzerini DİNİ MOTİF'lerle bezeme gayretleri devreye TSK'yı soktu.1983-2000 yıl aralığı 'kitle mücadelesi'nin devlet terörizmi ile pasifize edildiği devrimci örgütlülüklerin kendisini toparlayamadığı,'soğuk savaş'ın kalkmasına rağmen ülkede hala sıcak bir savaş ortamının 'kürt sorunu' etrafında şekillenmeye başladığı ve demokratik kitle örgütlerinin 'kitle'den soyutlanması sonucu KUMDAN KALELER haline geldiği,devrimci muhalefetin korkunç bir fırtınada batmamak için direnen ve zamanla su almaya başlayan bir gemi görüntüsü vardı ülkede.bu yıllar son ecevit koalisyon h ükümetininde sonu oluyordu.yaşanan ekonomik kriz sonucu arka arkaya batan işbirlikçi yerli sermaye tutunduğu devleti de bataklığa çekmiş ve ecevit istifa etmek durumunda kalmış,ismail cem ve arkadaşları etrafında ısındırılan 'yeni sosyal demokrasi' çabaları sonuç vermeyince erbakan camiasının vazgeçilmezleri ve 'yeni dinamik' olarak ABD tarafından neo-liberalizm adına ortadoğu'dademokrasi mücadelesini(1923-2000)ağırlıkla muhafazakar/liberal kanatla zaman zaman ise askeri faşist dikta müdahale ve cuntalarla latin amerika tipi yöntemlerle yürüten ABD yanlısı hükümetler ve politikalar 'soğuk savaş'ın sona ermesiyle 'emekli' oldular!(!)...bunun sonucunda hala ülkenin bekaası ve güvenliği ve cunhuriyeti koruma kollama gibi bir görevle iktidara el koyan TSK'da böylece NATO'nun vizyonunun değişmesi ve işlevinin bir önceki döneme göre sona ermesiyle işlevsizleşmesi ve sadece fiziki bir güç olarak kalması 'ILIMLI İSLAM' stratejisini ön pilana itti. yükselen 'islam radikalizmi'ne karşı 'ılımlı islam' politikalarının 'islami gladyo'ları olarak savaş sahnesine sürülmüşlerdiişte AKP'nin BURJUViflas eden 'soğuk savaş' startejileri yerini 11 eylül saldırılarının arkasından İSLAMİ GRUP VE YAPILANMALARIN emperyalizm tarafından kuşatılarak yine 'İSLAMİ İDEOLOJİ'den beslenen grupların satın alınarak(AKP/HİZBULLAH/MÜSLÜMAN KARDEŞLER) PANZEHİR olarak savaşa sürülmesi ve kaybedilen mevzilerin(soğuk savaş yıllarında ortadoğu ve k.afrika)tekrar kazanılması üzerine bir model kurulumuna gidildi.BURJUVA DİKTATÖRLÜĞÜ'ne soyunma ve 'MİLLİ GÖRÜŞ GÖMLEĞİ'ni çıkardık diyerek iktidara ısındırılmaları süreci böyle gelişti.iflas eden 'soğuk savaş' startejileri yerini 11 eylül saldırılarının arkasından İSLAMİ GRUP VE YAPILANMALARIN emperyalizm tarafından kuşatılarak yine 'İSLAMİ İDEOLOJİ'den beslenen grupların satın alınarak(AKP/HİZBULLAH/MÜSLÜMAN KARDEŞLER) PANZEHİR olarak savaşa sürülmesi ve kaybedilen mevzilerin(soğuk savaş yıllarında ortadoğu ve k.afrika)tekrar kazanılması üzerine bir model kurulumuna gidildi.bu MODEL ortadoğu'da ve k.afrika'da(ırak/mısır/suriye/iran/libya) demode olmuş DİKATATÖR ve KRALLK'ların tasfiyesini içeriyordu.ilk operasyon İRAN'a yapıldı ve İSLAMİ VERSİYON panzehir olarak iktidara getirildi.yıllar sonra S.S.C.B'nin bölgede SİYASİ/EKONOMİK gücünün kalkması ve 'sosyalizm'e veda etmesiyle operasyonun ikinci bölümü devreye sokuldu FKÖ,IRAK,MISIR,LİBYA gibi çiban başları ARAP BAHARI adı altında İSLAMİ KANAT ve ÖNDER'lere bırakıldı.türkiye'de ise bu işe AKP uygun görüldü.demokrasi dini referanslar,demokratik haklar(darbe/cunta gibi anti-demokratik uygulamalara son anlamında)adı altında yeniden ısıtılarak emekçi halk ve kitlelere yeniden sunuldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder