18 Temmuz 2013 Perşembe

KÜMESİNE DÖNMÜŞ GÖZÜKÜYORDU BİZİM KIZ!(!)..GIDAKLAMASINA BAKILIRSA,ŞIKIR ŞIKIRDI...'ŞIK..ŞIK..ŞIK..'..SIRALAMIŞTI MUTLULUKLARINI

KÜMESİNE DÖNMÜŞ GÖZÜKÜYORDU BİZİM KIZ!(!)..GIDAKLAMASINA BAKILIRSA,ŞIKIR ŞIKIRDI...'ŞIK..ŞIK..ŞIK..'..SIRALAMIŞTI MUTLULUKLARINI
29 Haziran 2010 Salı, 17:00 tarihinde
onu bu denli mutlu ve neşeli görmemiştim.kümesine dönmüş bizim kız neşe içinde gıdaklamasına bakılırsa di
ye geçirdim içimden.bu denli ikiyüzlülük görmemiştim,bu denli şov!(!)..gülücükler,mutluluklar dağıtıyordu bizim kız!..iki sene önce,çernobil gibi zehirli gazlar sızdıran kız gitmiş yerine panayır havası gelmişti!(!)....
fink atıyordu mutluluktan...neydi acaba onu bu denli mutlu kılan?..zaman içinde ne değişmişti eşi ile arasın
da?..buzlar,buzullar nasıl erimişti?..tam bir çevre felaketiydi bizim kız kontrol edilemeyen...kimin aklına ge
lirdi k.kutbun eriyeceği?..erimişti işte evin buzulları,mutluluk sızıyordu,sızmak ne kelime gürül gürül çözülü
yordu karabasan soğuk günler,buzlu karlı cam gibi buzullar,sarkıtlar,dikitlder...neyin nesiydi bu gösteri an
lamış değildim,çözemedim.o,geçmiş geçmiş yazda bana yaklaşımını,ekvator sıcaklığını,cehennemi ateşini de
çözememiştim ve onun için yaklaşmamıştım fazla...o ise,bir büyücü gibi üfürdükçe üfürmüştü içindeki ateşi
yüzüme...ona hissettirmiyordum ama kavruluyordum gerçekten bana yaklaştıkça,o yaklaştıkça ben kaçı
yor uzaklaşmaya çalışıyordum.biliyordum,az çok tanıyordum onu.oyun oynamaktan,oyun sahnelemekten
rol yapmaktan hoşlanırdı.çok kızgındım ona,çoooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooook!..
yıllarca bu günü beklemiştim onu dize getirmek için.onu düşünemeyeceği biçimde yaşamında unutamayaca
ğı biçimde cezalandıracaktım.şöyle bir şiir yazmıştım kızgınlığımı ifade eden,' bir gün arkamdan bağıracaksın
ama ben duymayacağım!..'...çünkü onun arkasından yıllar yıllar önce ben çok bağırmış,çok konuşmuş,çok
uyarmıştım.intikam ateşi ile yanıyordum,onunla kedi fare oynar gibi oynayacaktım,canından bezdirecektim
eğip bükecektim ruhen onu...ruhen cezalandıracaktım,kıvrandıracaktım onu acıdan...hiçbir itiraf,hiçbir af dileme didiremezdi acımı...zaten o da farketti ki,yumuşak yanımdan yakaladı beni,' derin konulara girmeye
lim!..'..biliyordu her ne kadar içten içe intikam duyguları ile kendimi bilesemde yapmayacağımı,yapamıyaca
ğımı çok iyi bilirdi.kesmişti önümü hemen...' sürekli acı veren ben oldum!...'...şimdilik bu kadar,noktalı vir
gül...bekle!..diyordu,bekle!..sürekli bekleyen bendim zaten; devrimi,okulu,kaç sene yatacağımı,mahkeme
kararını,askere alınmayı,ve yaşamayı bekledim,beni nasıl bir yaşam bekleyecekti acaba!?..ve bu kız!?..ne
reden rastlamıştım?!..yüzlerce,binlerce kız vardı,kitap okuyan,yaşamı sorgulayan,okuduklarını paylaşan...
bu kız çok farklıydı,değişik...zaten onun için onca yıl kopmadık birbirimizden,ruhen ve kalben değil tabi.....
' biz seninle aramızda ne geçerse geçsin hiçbir şey olmamış gibi yan yana gelir konuşacak yazışacak bir şey
ler buluruz değil mi?..' diye özetlemişti bizi,aramızdaki gizi...yaklaşık yirmi yıl sonra birbirimizi sormadan,sor
gulamadan ilk günkü gibi tanışmamız gibi soluk almadan sabah akşam yazıştık,' bu kısa zamanda yüzelli ma
il atmışız birbirimize.yazmayı ve yazışmayı seviyoruz o kadar!..'...o kadar dı işte!..ne yapacağı nasıl tepki
ve tavır alacağı belli olmazdı bizim kızın!.kurutma kağıdı gibi emer kuruturdu sizi,ıslanacak tek bir damla,ya
zacak mürekkep bulamazdınız!...çöplüğüne,kümesine dönmüştü bizim kız, gıd gıd gıdıkladığına göre...yu
murtacıdır bizim kız!..anlar altına folluk konulduğunu,pat diye yumurtlamaz öyle!(!).....


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder