DEVRİMDİ BU!..DEVRİMCİ MÜCADELE!...VE YER YERİNDEN OYNADI O GÜN FAŞİZME KARŞI MÜĞCADELEYE BAŞLADIĞIMIZDA!..

nasıl parlıyordu gençkız güzel yüzüyle güneşin yüzüne vurmasıyla/pırlanta gibi/yüzünde
yıldızlar belirivermişti/yüzü güneş oluverdi gözleri ay/dudakları bulut kaşları gökkuşağı/
nasıl parladı gençkızın yüzü güneş vurduğunda olanca parlaklığıyla/öylece orada kala
kaldı gençkız/yeni konmuş bir afrodit heykeli gibi/ orada öylece dikili/öylece asılı kaldı
gençkız ufka...

bir yanardağ gibi söndüm!...bir yanardağ söndükten sonra nasıl katılaşır,taşlaşır sarp
testere dişlerine dönüşürse bende öyle oldum!...dondum o günden bu güne çözülme
dim hala(!)..mayalanmış bir hamurun kabarıp tekrar çeperine çekilmesi sessiz sedasız
içten içe inmesi gibi(!)...hamdım piştim yandım..(mevlana)...gördüm yaşadım aşkları
sevdaları,dostlukları,arkadaşlıkları...görmediğim musalla taşı ve içine konulacağım dört
köşe derin çukur kaldı(!)..ne vaaz dinlemek isterim başımda ne kuran okunsun,güzel bir şiir,güzel bir müzik çalınsın yeter!..en son duymak istediklerim bunlar.mezarımda olmasın aziz nesin gibi!...

bütün ihanetleri gördüm,bütün güzellikleri yaşadım 'havva'dan bu güne!(!)...mutluyum
gördüklerim yaşadıklarım ve faşizme karşı savaştığım için!...onun için gözlerim açık gitmeyecek,bize yutturulmaya çalışılan bu 'yalan',değil 'gerçek' kapitalist dünyada!.değ
di yani yaşadıklarım örtüştü düşüncelerimle!...biz düşüncenin militanlarıyız;harf,kelime,
cümlelerin...yakılsak,yüzülse de derimiz,yüzülen yakılan sadece bedenimiz!..düşünce
yiz biz!..ne demişti s.ali?...benim meskenim dağlardır!..bizim meskenimizde düşüncele
rimizdir,beynimizin kıvrımları!..

gözlerimiz diyojen'in feneri,gece gündüz aydınlatır bizleri...ellerimiz arşimet'in kaldıracı
,yaratıcı...yeter ki bir dayanak noktası bulalım gerisi kolay çok kolay!...istediğimiz yerin
den kaldırırız dünyayı,istediğimiz yere koyarız ruhu bile duymadan!(!)..bu aklın düşün
cenin gücü,yaratıcılığı!..onun kanı,canı düşünmek ve bulmak...saklı kalanı bulmak,bulun
mak istenilenleri.onun kanı candamarı kitapların içinde yaprak yaprak tıka basa dolu ol
an.harf,kelime,cümlelerin içinde gizlenen düşünce...o ki,dünyayı sarı öküzün boynuzla
rından alarak aşağıya indiren(!)...

düşünsel bir yolculuktu bizimkisi,düşsel değil!....bilincimize ayet yağsın diye beklemiyor
duk,ağzımıza pişmiş armut düşmesini de!(!)...kendi yolumuzu kendimiz bulduk,el yorda
mıyla değil,akıl yoluyla!...lenin2in o ünlü şiarıyla;..ATILGANLIK!..ATILGANLIK!..ATILGAN
LIK!..uzun bir yürüyüşe çıktığımızda arkadaşlarımızla herşeyden vazgeçmiştik bir anda;
yerçekimi kuvvetinden,merkezkaç kuvvetinden,suyun kaldırma kuvvetinden,momentten
,arşimet'in o ünlü meydan okumasından,..bana bir dayanak noktası verin dünyayı yerinden oynatayım!..sözünden!...dünyanın güneşin etrafında dönüyor tezinden,ayın
dünyanın uydusu olduğu gerçeğinden,herşeyden ama herşeyden o bütün burjuva bilgi
ve teoremlerden vazgeçmiştik.başka bir yerçekimi,kaldırma kuvveti peşinddeydik!...

DEVRİMDİ BU!..DEVRİMCİ MÜCADELE!...ve yer yerinden oynadı o gün faşizme karşı mü
cadeleye başladığımız gün!...