24 Haziran 2015 Çarşamba

KÜRT SORUNU ÜZERİNE!..3..seyfettin ülger...

filmin ikinci yarısını izledim aynı hazla.olayı anadolu'ya çok güzel bağlamışsınız.sosyal bilimlerin izlediği yol ile siyaset sosyolojisi veya siyaset ideolojisinin izlediği yol ve stratejiler açıklamalar yol/yöntem açısından çok farklı.çünkü sosyal bilimler 'ideolojik' teorik bir amaç ve yan tutmazlar 'gerçek'leri ortaya çıkarırlar,pozıtiv bilimler,siyaset sosyolojisi ve bunu ideolojiye dönüştüren teorisyenler bu gerçekleri alarak veya bu gerçeklerden yararlanarak kendi siyasi savunularına dayanak yaparlar.sizin açıklamalarınız gayet açık ve duru,öyle baymak ne demek ben sizin yazdıklarınızı okurken bilimsel anlamda mest oluyorum.ama şöyle bir 'sorun'var,sizin yazdıklarınızı benim vitrinime alırken kan uyuşmazlıkları eğri büğrü duruşlar oturmamışlıklar oluyor.çünkü biz siyaset sosyolojisi/toplumsal katmanların tarihi süreç içinde yerlerini yerli yerine koyarken kullandığımız metodlar çok farklı.bu farklılıkları burada anlatmak hem sizin açınızdan hem benim açımdan çok zor.sadece bu tür yazışmalarda kanuşup tartışma imkanımız var.bir anlamda iki farklı dünyanın iki düşünen/yazan ayrıştıran insanlarız ve elimizde farklı yöntem araçlar bunlarla yaşamı yorumlamaya açıklamaya çalışıyoruz.bu anlamda sizden öğreneceklerim oldukça farklı.bu anlamda kendimi şanslı hissediyorum.siz tartışmalarımızın başında bu konulara değinmiştiniz anımsasanız.osmanlı dönemi,şeyh bedrettin ve diğer konularda neden ilgisiz kalındığı türden sorular sormuştunuz çok haklı olarak.işte o sorularınızın cevabı benim onlar adına soruyorum size.sizde erinmeden onca işinizin arasından çok kapsamlı özlü tarihi/sosyal/kültürel/siyasi/dil anlamında yaşamın parçalarını bir araya getirip kronolojik bir sıra ve bilimsel bilgi disiplini içinde aktarıyorsunuz olayı ciddiye alıyorsunuz mütevazi bir biçimde bilgilenme bilgi dağarcığınızı benimle paylaşıyorsunuz.ben bu anlamda sizin yanınızda 'çırak' dahi olamam(!)...sorduğum soruların maddi yanları da yok!..yani akademik bir formasyondan geçmediğim için tek yanlı biçimde algılaadığım anlamda soru soruyorum.onun için bu cahilane davranışlarımı affedin.inanırmısınız hayalimdeki içimde kalan bu konuları bir gün sizinle paylaşacağım tartışacağım aklıma gelse gülerdim.istediklerim oluyor,bunda doğaüstü bir durum varmı yokmu bilmiyorum ama kendimi şanslı hissediyorum ve çok mutluyum!..teşekkürler!...Evet!..Yunan dili anlattığınız gibi dünya medeniyet ve uygarlığın taşıyıcısı oldular ama güçlü bir devlet olamadılar.18 yzy.devlet olabildiler.bu konuda sayfada bir yazı yazmıştım okumusmuydumuz? neden yunanlılar onca medeniyet ve kultur taşıyıcısı olmalarına rağmen reform/rönesans Avrupa'da gerçekleşmiştir?.bunun nedeni olarak Akdeniz/Ege'den bugünkü bulundukları coğrafyaya göç etmeleri göçerlikleri kendilerini taşımak,'kultur/sanat'i oralarda bırakmalarına yol açmıştır görüşü ile bir açıklama var.bu açıklama sosyal bilimler acısından dogru,göçer toplumların yerleşik toplumlara gore bulundukları yere kök salması daha zayıf bir durum.sizinde açıklamalarınız bu anlamda örtüşüyor.roma'nin bir parçası olmalarının arkasında farklı siyasi/ekonomik nedenler yatıyor.osmanli bu anlamda Roma'ya gore tezatliklar mı içeriyor ?...ornegin Osmanlı'nın dili yok!...veya kendine özgü bir dil yaratmış,bu dilin altyapısı ve grameri yok!..devlet olmaları konusunda bu durumu nasıl açıklamak gerk?..Roma gibi ne din konusunda ne de dil konusunda hegomonik bir durum var.bu emperyal durum nasıl başlatılmış?. Yunan halkı nasıl ki Roma'nın eyaleti ise,kürtlerde Osmanlı'nın eyaleti durumundaydilar(resmi anlamda değil ) sizin ileri sürdüğünüz tezlere katılıyorum.burada 'milli zulum'u ortadan kaldirmak(mahir cayan'in tespiti)lazım.demokratik hak ve özgürlükleri,örgütlenme haklarının sağlanması gerekmektedir.bu taleplere Türklerin talepleri zaten çalışmaktadır.demokrasi geleneği olmayan Türkler bunu gerceklestirememenin sancıları içindeler zaten.demokratik bir anaysanin olmaması,sorunları demagojik demokrasi nutuklariyla çözmeye çalısmaları,secim/anayasa/c.baskanligi secim tartismaları,kürtlerin talepleri buna eklenince kriz aşılamaz duruma gelmektedir.kurtlerin derli toplu bir coğrafyada olmamaları demografik olarak dağınık durumları,feodalizmin çözümlemesi milli burjuvazi yaratmalarının önünde cok büyük engeldir.turkler nasıl ki işbirlikçi burjuvazi biçiminde emp./kapt.sisteme bağlanmışlarsa kurtlerin işbirlikçi(ittifak oldukları kurt zenginlerin,toprak ağalarının)kesimi AKP icinde bu yandasliklari tescil edilmiş durumdadır.gecmiste bu durum CHP saflarında gözüküyorlardı.(1920-50)..demokrat partinin kurulmasıyla bu denge bozuldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder