24 Ekim 2016 Pazartesi

NE ZAMAN SANA RASTLASAM PANİKTESİN!...

NE ZAMAN SANA RASTLASAM PANİKTESİN!...
 
|
9.2 (Sal) , 16:39
NE ZAMAN SANA RASTLASAM PANİKTESİN!...

ne zaman ki olumsuz bir olay sonucu yazışmamız imkansız bir hale geldi ben panikledim sende huysuzlandın huzurun kaçtı içinden çıkılmaz bir duruma geldik..ben sanrılı mektuplar yazdım sende yine her zaman olduğu gibi (1991'de son mektup örneği) itiraflarla örülü mail atarak kaçtın.bununla da kalsa iyi beni sana amiyane tabirle sarkmakla suçladın,.." anlam yüklüyorsun yaklaşımlarıma.seninle flört dahi yaşamadık.." (1989-1991)..." sürekli acı veren ben oldum yükselen burcum akrep...derin konulara girmeyelim..." -.2008- diyen yine sen değilmiydin?...ne çabuk yazdıklarını itiraflarını unutup yaşadıklarımızı bir anda silebildin anlamadım?.hem 1991'de yazdığın son mektupta " aramızda birşey olmamış gibi davranamayız,beni seven bir insana bunları yazmak çok zor!..." -1991...diyen yine sen?..hangisi sen?..benim sevgim düşünsel,düşsel.sevgisel sezgisel değil!..pembe rujlu dudaklardan kırmızı rujlu duddaklara gezinen,beyninin kıvrımlarında dolaşan..." ya beni çok iyi tanıyorsunuz veya gözlem gücünüz çok iyi!..".-1990-...bir büyücü gibi girmiş gizlenmiştim içine...işte bu cümlendi beni yıllar yılı peşinden sürükleyen!..sen düşüncelerini inkar ederek,geçmişini reddederek çirkin/onursuz politikacılar gibi parti değiştirmeye saf seçmeye çalıştın.beni tanımamazlıktan geldin kendini bu tür ayrıştırma ve ayrıcalıklarla süsleyip yepyeni bir insan olacağını kendini yeniden yaratacağını ve yaptığın yanlışlardan kurtulacağını zannettin değil mi?..nasıl olsa çevrende seni benim kadar iyi tanıyan birisi yoktu?..bana rastlayana kadar rahat rahat
nannik yapıyordun yaşama fildişi kulenden yönetiyordun hayatınnı dalganı geçiyordun!...ne zamana kadar?...bana rastlayana kadar!....içten içe zekiliğin ile övünüyordun,eşine mutluluk ışıkları saçıyordun,gözkamaştırıyordun facebook sayfana koydu
ğun profil resimlerinle hollywood yıldızlerı gibiydin-grace kelly-sen değil,senden rol kapmak için sıradaydı erkekler(!)..." lise arkadaşlarım hala kur yaparlar bana!.."-2008-senin bu büyülü büyünü yine ben bozdum,boyalarını döktüm,maskeni indirdim yüzün açığa çıktı geyşa!...sen düşüncelerini inkar ederek,geçmişini reddederek,beni tanımakla tanımamak ara
sında bocalıyarak...." mailini aldığımda arabadaydım babama sordum soy ismini."-2008- diyerek hava atmadın mı?.." ya?..iz bırakmamışım o zaman?..." cevabıma,"aaaaa!..olur mu canım?..anılarınızı okumuştum!."-2008-diyerek resmiyet artı unutkanlık veya unutma numaralarına girdin.çok komiktin doğrusu veya kurnaz tilki atraksiyonları?.istedin ki seni istediğin gibi cevaplayayım ve düşüreyim ağzımdaki peyniri(!)...ama yutmadı değil mi dalda ki ruhu yaralı karga?...sana ulaşmak için kafa yormaya başladım nasıl ve ne şekilde ulaşabilirdim?.mail adreslerini de silmiştim.bir gün devrimci bir sayfada eşinin yazılarını yorumlarını gördüm çok şaşırdım aynı zamanda sevindim devrimci bir insanla evli olmana.hayret!..dedim içimden adam solcu sen sağcı/milliyetçi!(!)..senin kanına girenin kocan oldu
ğunu düşünmüştüm.çünkü sen bir yazında," fethi naci bizim evde sevilmez!.."-2008...sözlerin geldi aklıma.şimdi ise çelişki daha bir belirginleşti kafamda.neden f.naci sevilmez?..f.naci eleştirmen ve entellektüel anlamda türk yazınında bir yere sahip eleştirel yazın adamı.ancak düşünsel anlamda eleştirebilirsiniz.çözemedim bu sorunu ve zamana bıraktım.sana ulaşmanın yollarını aramaya başladım.beni suçlamış fırsatçılık yaptığımı ima etmiş inanılmaz itiraflar atarak yok olmuştun sanal alemde.gelip seni üniversitede bulabilirdim,ama bu tür atraksiyonlar benim işim değildi." hala kur yapar lisedeki arkadaşlarım.." -2008-..bu tür kurlar senin burjuva istemlerin arkadaşların yöntemleri kuyruk sallamaları(!)...
benim kabullenemediğim durum senin akıl almaz şovların.2008 yazında benimle yazıştığında evliliğinden mutsuz ve arayış içindeydin.ne yazık ki aradığını da bulamamış ve bana rastladığında yeni ayrılmıştın sevgilinden(!)...yine yıllar öncesinde olduğu gibi(o zaman son bir mektup)şimdi son bir maille kaçtmıştın.

ÖNCE NAZIM'I İNKAR ETTİN ARKASINDAN AZİZ NESİN'E ATTIN KAPAĞI

ÖNCE NAZIM'I İNKAR ETTİN ARKASINDAN AZİZ NESİN'E ATTIN KAPAĞI!...
 
|
5.2 (Cum) , 15:22
ÖNCE NAZIM'I İNKAR ETTİN ARKASINDAN AZİZ NESİN'E ATTIN KAPAĞI BU DA KESMEDİ SENİ TEVFİK FİKRET'E SARILDIN.YİNE YAKALAYAMAMIŞTIN MUTLULUĞU.ANLADIIIIIIM!..SENİN CANIN FİKRET ÇEKTİ!(!)...(REKLAM ÇAĞRIŞIMI)..TARİHTE,TANRININ DEĞİL,BİREY'İN ROLÜ ÇIKAR ORTAYA
geçmiş geçmiş yaz şöyle yazmıştın bana, " hayatımda tek doğru yaptığım iş aziz nesin'in eski türkçe mektuplarını türkçeye çevirmek oldu.o da bitmedi ya!...'..zaten sen hangi işi tamamladın ki resmi kitap kurdu?...kurtlandın durdun!.işin gücün inkar,asimilasyon,soykırım politikası.döndün dolaştın yine bizim kapımızı çaldın, " en sevdiğim şair ve ressam fikret.en sevdiğim isim yine fikret!..şık!..şık!..şık!..".....nazım'ı bırakıp,bu defa fikret'i almaya çalışıyorsun elimizden!.mehmet tevfik'i yani.bir tane milli,millici,milliyetçi şairiniz var mı aşk şiirleri yazan,toplumsal sorunlara eğilen,dert edinen?...insanlık adına düşünen,senin nitelemenle,'kafa patlatmaya devam' diyen?...bir tane evrensel,hümanist şair,düşünür,entellektüel gösteremezsin seni heycanlandıracak,meraklandıracak?.bilirim meraklısındır.yok!..yok!..yok!..bulamazsın.bu dünyanın medeniyet uygarlık temeline,duvarına ne bir taş koymuşsunuzdur ne de harç!..yeriniz yok dünya sahnesinde.kuklasınız,kukla!..hacı yatmaz!..ne aşk,ne sevda,ne kavga,ne sevgi..varsa yoksa tanrı aşkı,ilahiyat,kula kulluk,kadercilik,tapınma.yok bu dünyada size göre bir iş!..bakın etrafınıza tek bir düşünce kırıntısı bulamazsınız sizin adınıza?.burjuva bile değilsiniz..yerli işbirlikçi,emperyalizmin ve egemen sermayenin izinden yürürsünüz siz!..yine sizin dünyanızı,yine bizden size rücu eden brutus,fuche'ler aydınlatacaktır bizden öğrendikleriyle.sizin canınız,damarınız,candamarınız nereden geçer biz biliriz(!)siz o bütün o insanlık yaratımına birikimine yeminli düşmansınız.neden?..gelişmeler,olaylar sizi değil bizi haklı çıkarıyor,tarihle biz çakışıyoruz,siz dışlanıyorsunuz.haklı olduğunuz tek bir an yok tarihte,tek bir olay?.." neden böyle oluyor anlamış değilim?..".. dediği(n)niz için...çelişki,hipotez,teoremden haberiniz olmadığı için...hala size göre dünya sarı öküzün boynuzlarında(!)..yani dünya sütliman gemilerinizi demirleyebilmeniz için.size göre dünya düz,bir tepsi gibi(!)..bi habersiniz,oysa her maddenin bir biçimi,şekli,çeperi,kokusu var..sahakespeare'in o güzel kısa anahtar cümlesi;' dünya iyiler ile kötüler arasındaki bir mücadeledir'...dante ise,' cennetin yolları iyi niyet taşları ile örülmüştür' diye yorumlar yaşamı.bilimin,sanatın,farklı kültürlerin,üretim araçları ve üretici güçlerin gelişimiyle yeni bir yaşam biçimi ve düşünce alanı,çatışması çıkar ortaya yeni bir proplem çözülmek için dikilir insanlığın karşısına. iyi güzel de,nasıl ayrılacak,nasıl çözülecek bu sorunlar?...asıl sorun bundan sonra başlar.cabir bulmuştur cebir'i ama farkında değildir,henüz çözememiştir sonuca bağlayamamıştır proplemi. burada bilim girer devreye,akıl,mantık devralır cabir'in kaldığı yerden sorunu ve sonlandırır.unutmaz ama bilim emek verenleri.bilim sizin gibi inkarcı,asimilasyoncu,soykırımcı değildir,cabir'in ismini koyar 'cebir'işlemlerine!...adını koymaktan çok anlamlandırmak,kalıcı hale getirmek,evrensellleştirmektir...kimsenin hakkını emeğini gözardı etmeden yapar işini bilim,alçakgönüllüce.tarihte bu ve bu tür örnekler çoktur.marx,buradan yola çıkarak çözer proplemi,hamaddeyi alarak yoğurur bilinç ve bilimle,mamul madde haline getirir.tarihte,tanrının değil,birey'in rolünü çıkarır ortaya bizim sakallı!..marx bunu yapar can dostu,yoldaşı diğer
sakallı ile(engels)...daha ne yapsın,daha ne yapmalrını bekleyebiliriz ki onlardan?.onun için 'sosyalizm' bilimseldir sizin hurafeleriniz gibi tıngır mıngır değil(!)..tevfik fikret'te 'yeni insan'a inanır,ve insanlığın kurtuluşunu bu rada görür.tanrısal güçlerde,kadercilikte değil!..bilime inanır,medeniyete,uygarlığa...milli,millici,milliyetçi, yanar döner değildir senin gibi.isme değil içeriğine sahip çıkar inasanın.

HERKES ORADAYDI SEN YOKTUN.

HERKES ORADAYDI SEN YOKTUN!...
 
|
9.2 (Sal) , 15:52
HERKES ORADAYDI SEN YOKTUN..ZATEN NE ZAMAN OLDUN Kİ RESMİ KİTAP KURDU?!...
25 Mart 2010 Perşembe 17:28:15
hınzır hınzır gülüyordu o sevimli haliyle." güzel bir eser çıkarmak lazım ortaya.bana düşen görev seslendirebilmek o anı,ses ver
mek!..çın çın öten sessizlikte..."..mozart bunları kafasında evirip çevirirken beethoven geldi.zaman zaman kulağını toprağa dayayarak gelişmeleri izliyordu.duymaya çalışıyordu duymak istediği sesleri her zaman olduğu gibi.yüzüne yansıyan o harika güümseme?. mutlaka duyuyordu bir şeyler mutlaka!...yoksa sinirden sağı solu dağıtır,bağırır çağırırdı sağırlığını kızdırmak için.çaykovski geldi," bu kuğu bambaşka!." dediği duyuldu.heycanı her halinden belliydi.elleri kolları sağa sola savrularak şekiller çizerek hareket ediyordu karşısında büyük bir orkestra varmışcasına.çıkmadı kuğu,tolstoy'un an karanina'sı...çehov'un vişne bahçesi,mozart'ın türk marşı,zweig'ın acımak'ı!..,t.more'un ütopya'sı,marx'ın en çok sevdiği shakspear'in sone'leri,engels'in heycanla izlediği balzac'ın 'e.grande'si,becket'in 'godot'yu su!...hiçbiri hiçbiri gelmedi!..herkes kös kös homurdunarak ayrıldı göl kenarından hayalkırıklıklarını arkalarında bırakarak!..isa bir kez daha gerildi çarmıha!..rafael kiliseye eli boş döndü,görmek istediği gibi çizmek için cenneti,cehennemi,melekleri!...sukütu hayale uğradı herkes!..aniden birdenbire kayboldu gölde tarihi kız!..o sanat eseri..dağıldı o tarihi kalabalık kendi işlerinin başına dönmek üzere.sadece bu serüvenden çaykovski karlı çıktı.son alınan haberlere göre kızın adı henüz bilinmeyen bir göle
indiği,en son orada görüldüğü duyuldu.göl kenarında sdece çaykovski kalmıştı,en son o ayrılmıştı ve şans ona güldü o kızı o gördü ve bize kadar geldi o ünlü beste müzik harikası 'kuğu gölü balesi'...

GİZLİ GİZLİ AÇIYORDU İÇİMDE 'SİYAH LALE'!..

GİZLİ GİZLİ AÇIYORDU İÇİMDE 'SİYAH LALE'!..
 
|
25.4 (Pzt) , 12:50
GİZLİ GİZLİ AÇIYORDU İÇİMDE 'SİYAH LALE'!..RENK VERMEYE BAŞLAMIŞTI İSTEDİĞİM BİÇİMDE ANI DEFTERİMİN İÇİNDE BÜYÜTÜYORDUM ONU!..
meltem,alize,uçsuz bucaksız bozkır sessizliği,kızgın kumların o yakıcı,kavurucu çöl sıcaklığı,denizin maviliği, okyanusun derinliği,ırmakların duruluğu,fırtına,lodos,karayel,hortum,anafor,tufan,kıyamet günü....bu yazdıklarımı,okuduklarımı hepsini tattım bizim kızda...kuzey kutbunda tundra oldum bekledim zaman zaman yalnızlığımda...mutluydum onunla olmaktan,onun gibi bir kızı tanımaktan...yazdıklarıyla,yaşadıklarıyla,du
yumsadıklarıyla gizli gizli açıyordu içimde siyah lale!...renk vermeye başlamıştı tam istediğim gibi...anılarımın,anı defterimin içinde büyütüyordum onu;harflerin,kelimelerin,cümlelerin,satırların sayfaların arasında..' anı defterinize el koyuyorum, bir süreliğine.. biraz daha bende kalacak!..' diye yazmıştı.tutmuştu nasrettin hoca'
nın umutla göle çaldığı maya(!)..bu istem yetmişti bana,başarmıştım,başarmıştım!..kendimi,düşünceleri
mi sevdiğim bir kıza anlatmayı....geri kalan bana lazım değildi;burjuva duyarlılıklar cins,cinsiyet,cinselliğin sömürüsü..ben düşüncelerimden yola çıkarak,savaşarak,emek vererek,didinerek paylaşmıştım her şeyi,dünümü ve geleceğimi...kucaklamak üzereydim onu sımsıkı,sımsıkı!..çok az kalmıştı çok aaaaaaaaaz!.....

KORKUNÇ BİR YENİLGİ YAŞADIM!

KORKUNÇ BİR YENİLGİ YAŞADIM!....
 
|
25.4 (Pzt) , 13:03
KORKUNÇ BİR YENİLGİ YAŞADIM,İKİNCİ DEFA KARŞIMDA SIRITIYOR KAHKAHALARLA BANA GÜLÜYORDU FAŞİZM!..BİZM KIZ,'DEĞİŞTİM!'DEDİĞİNDE!..
01 Temmuz 2010 Perşembe, 17:04 tarihinde 
ben böyle bir yenilgi tatmadım,sıcak,sarsıcı...yıllar yıllar sonra...korkunç bir yenilgi yaşadım,ikinci defa karşımda sırıtıyor kahkahalarla bana gülüyordu faşizm!..bizim kız,'değiştim,milliyetçilik beni daha çok heycanlandırıyor!..' dediğinde karşı devrim oldu içimde!(!)..kurgu,kurmaca,şiir,öykü değildi yaşadıklarım,katıksız 
gerçeklerdi bire bir!..ve başladı faşizm bana işkenceye!..derimi değil yüreğimi yüzüyordu bu defa ellerinde bizim kızn bana yazdıklarıyla!..bir burgu gibi girdiler etime,ruhuma bizim kızı bulmak için izini,ismini,düşüncesini.iz sürüyorlardı bedenimde.beynime ulaştılar,bizim kız adına kıvrımlarımda ne var ne yoksa sıyırmaya,silmeye başladılar.beynimi kızgın bir saçta erittiler,düşüncelerimi ayrıştırmaya başladılar onun adına ne varsa.öyle bir 'iç savaş' başladı ki içimde faşizmle aramda anlatamam..yeminliydiler beni yok etmeye bir daha konuşmamam,düşünmemem için.sadece onu almayı başardılar benden,sadece onu!..... 
savunamazdım onu,gönüllü yazılmıştı faşizmin karanlığına...belliydi o günden zaten,kara cübbeyi giyeceği.belki gelenler bana işkence yapanlar arasında o da vardı,yoksa nerden bulacaktı faşizm benim yüreğimi,beynimi, 
bedenimi?..en iyi o biliyorduı onun hakkında düşündüklerimi ve onu nerede sakladığımı,saklandığımı!?..........

YAZILAR!...

YAZILAR!...
 
|
13.6 (Pzt) , 11:34
Gel seninle 'iffet/cemil' ya da 'öyle bir geçer ki zaman' dizilerini oynayalım aramızda,ne dersin?..hangi rolde oynamak istersin,sana uygun olan rol ne sence?..ne yapıyor burjuva ideolojisi?..'eşitlik/özgürlük/kardeşlik' peşinde.bak!..bir şöför parçası ne yaptı burjuva aile ilişkilerine?..karısını ve kızını ayarttı değil mi?..bununla kalsa yine iyi,mahalleden bir kızla evlendi gıcık olsun diye ve hamile kaldı kız taksi şöföründen.Peki,ya işvereenlerimiz?..sert görünümlü ama,yumuşak yüzlü sevecen insanlar deği?l mi?..o fakir,yoksul insanların değil emeğini sömürmek,kılına dahi dokunmadıkları açıkça ortada değil mi?..nasıl ve nerden bulunabilirdi taksi şöförünün annesi için onca para?...nasıl yetişti değil mi bay burjuvazi taksi şöförünün imdadına?..şaak diye çıkarıp verdi mendilini çıkarıp verir gibi(!)..yine suç bizim mahalle kızı ile taksi şöföründe,aşkları üzerinde anlaşamayınca.ne yaptı taksi şöförü?....ikinci gıcıklığını sahneye koydu değil mi?..yaaa!..bozuk bu yoksul takımı,ahlaksız,namussuz!...patronunun kızını geçirdi nikahına!..Savaş her zaman kol/bilek/yürek üçlüsüyle yürümez!..savaş her zaman elde silah/tabanca ile çözülmez!...kalabalıkların isyanı da değildir savaş!..savaş her zaman kazanılmaz!..düşünseldir savaş,bilinçli bir kalkışma,dişe diş,kana kan!..öyle bir an gelir ki,elinde ne kullanacağın bir tabanca,ne de tetiği çektiğinde patlayacak bir mermi kalır.yoktur üzerinde delici,kesici bir aletin.sadece o anda sen ve beynin kalmışsınızdır ortalık yerde düşmanın karşısında.cevap hakkın senindir,onca güçlü olmasına rağmen faşizm küçülür kalır karşında gösterdiğin düşünsel cesaret karşısında!...Ve saldırdı genç delikanlı sevdiğini almak için burjuvazinin elinden.nasıl mı?..gözünü karartarak!...anlamaz bıçkın delikanlı hak/hukuk/gak/guktan(!)..ne iyi gider değil mi bunların üzerine Sezen aksu şarkısı?..ister meyhaneye at kendini,ister Çek belindeki silahı vur düşmanını?..valla temiz iş olur,kahramanca(!)..bir insan ne için Yaşar?..namusu için!..gerisi pa lav raaaaaaaa!!!!...

NASIL DA MUTLUYDUN?..

NASIL DA MUTLUYDUN?...
 
|
20.6 (Pzt) , 13:43
Nasıl da mutluydun?..tarihi eser değil ama senin için tarihi bir dönüm noktasıydı bu olay.ne önemi vardı helenistik mi,bizans mı,Roma dönemine ait olduğu?.." Kazıda aradığımı bulamadım.boşluktan olacak,yasaklara karşı olmaktan,birisiye ilişkim oldu.adam evli.henüz evin haberi yok.zor durumdayım!.."...utanmasan,bi koşu bizim eve gidip söylermisin diyecektin.kız arkadaşına anlatır gibi anlattın bi solukta(!).,,Bulmuştun ya?..önemli olan buydu?..Kaş göz arasında bana da müjdeyi vermiştin ya?..daha ne olsun baklayı ağzından çıkarmış ve rahatlamıştın.kazı çalışmasında,kazı yaparak ruhunu kazmak kurtarmıştı seni.süpriz olmuştu senin için.O çok istediğin 'özel sevgi/özel sevgi' diye inlediğin,yakalayabileceğin bir prens,modern/postmodern bir erkek başıydı,yeraltında değil,yerüstündeydi üstelik gerçek,sahici!.Sen ne yaptın?..benzemek için Osmanlı'ya kazdıkça kazdın kuyunu(!)..ilk kazını anımsa?..ne bulmuştun uçarak gittiğin kazıda?..evli bir erkek başı buldun macerada!..ilk deneyim,ilk kazı çalışman,ilk sanat tarihi gözağrın(!)..Milliyetçilik nereden bulaştı sana?. 'Milli heycan'?..Osmanlı'ya da Avrupa'dan bulaştı bu virüs.içten içe yiyip kemirip bitirdi osmanlıyı.bu yüzden hasta oldu düştü yatağa 'hasta adam' kaldı adı bir daha toparlanamadı.1918 yılında kalktı koca Osmanlı'nın naaşı.Orduları dağıtıldı,işgal edildi Bizans'ın kalbi!...sende osm.gibi toprak kaybediyordun sürekli biçimde.ne oldu,ne kadar beraber oldun evli adamla bilmiyorum.ama itirafından anladığım kadarıyla vayvoda sorunu yaşadığın açıktı Osmanlı gibi(!)..o adamla mı berabersin soruma," ahhh!!!..hiç sorma o adamla birlikte olmakla hayatımın en büyük yanlışını yaptım!.."..nerdeyse küçük dilimi yutacaktım(!)..haret!..sen yanlış yapmıştın öyle mi?. Osmanlı'da böyleydi vayvoda atadığında eleştirileri dinlemedi o da halkı kazığa geçirdi.demek ki sende kazarak bulduğun vayvoda dan iyi bir kazık yemiştin(!)..geçmiş olsun madam!(!)...CENNET,CEHENNEM RESMIN VAR MI?..bak bakalım osm.tarihine inandığı cennet/cehennemi resmeden bir eser var mı?..bir de batıya bak!..pir Sultan'ın ünlü dizesi,"üryan geldim üryan giderim" gibi gerçekçi bir sanat bulursun kilise duvarlarında tuvallerde.melekler,insanlar,tanrılar,kullar eşit/özgür biçimde yerlerini almışlardır 'sanat tarihi'nde.ya Osmanlı?..yasak/günah olunca 'suret' çizmek,ağaç/taş işçiliğine verdin kendini.YA SEN?..." Kazıya gidiyorum dönüşte görüşürüz!.."... Gidiş o gidiş(!)...baltacı Mehmet paşa'nın tuzağına düşen Rus çariçesi Katerina gibiydin(!)...BIR DAMLA ALINTERİ AKITMADIN!.,Ne düşündün,ne tartıştın,ne de özgürlüğü tattın!.kuran yorum ve tefsirden başka metin görmedin!..dünya sorunlarıyla haşır neşir olup bir damla alınteri akıtmadın dünya medeniyet tarihine?..hık demiş Osmanlı'nın burnundan düşmüşsün(!)..ben söylemiyorum sen itiraf ettin diğer itirafların gibi," felsefeden,mitolojiden hoşlanmam!.."..bundan iyi Osmanlıca cevap olurmu?.Felsefeden,mitolojiden hoşlanmayan bir insan nasıl 'sanat tarihi' dersleri verir bu kafayla?..aslında sen Osmanlı'nın son temsilcisi,son hayranısın(!)..felsefe,mitoloji olmadan ne tarih olur,ne bilim ne de sanat!..SENI KIMIN ZEHİRLEDİĞİNİ ÇOK IYI BİLİYORUM!..seni kimin zehirlediğini,kanına kimin girdiğini,seni kimin düşünsel olarak ayarttığını çok iyi biliyorum.o oryantalist,egzotik,erotik Doğu romantizmini,yeni osmancılığı sana kimin enjekte ettiğini,seni kimin zehirlediğini çok iyi biliyorum!..senin gibi birisini yükseltmeyeceklerdi de kimi yükselteceklerdi?..İz bırakmak budur zaten,özgürlük/eşitlik/kardeşlik rüzgarı batıdan esmemiş olsaydı sen nereden öğrenecektin,özenecektin milliyetçiliğe,milli,millici olmayı?..oryantalizmi,egzotizmi,erotizmi nerden okuyup öğrenecektin ki?. Batı senin düşünceni değiştirdiği gibi kendini,ruhunu da değiştirdi.seni yeniden tanımladı,eğdi/büktü sömürge yaptı seni!..dağıldı o övündüğün büyük Osmanlı!..paramparça oldun,ne balkanlar kaldı,ne mekadonya,ne de Yemen?.SİTTİN SENE!..kendi suretinden korkar oldun.yasak koydun suret çizmeye?..Fatih can havliyle Bizans'ta oturmanın verdiği hava ile saraya getirdiği batılı ressamlara portresini çizdirdi belki kırarım bu tabuyu diye.ama ıhhhhhhhh!!!!..olmadı Boğazı'nda kaldı Fatih'in sanat aşkı(!)..zannettin ki sittin sene Kılıç sallayacaksın gürz kullanacaksın mehter marşı söyleyip savaş kazanacaksın ha?..KURTULUŞ YOK YANI!..ÇAĞIMIZ İLETİŞİM VE BİLİŞİM ÇAĞI!..Silmek,unutmak istediklerimiz karşımıza çıkıyor pis pis sırıtıyorlar!..kurtuluş yok yani?..çağımız iletişim ve bilişim çağı.yine seninle aramızda geçen o ayrılık sonrası konuşmalarımızı anımsadım.senden mektuplarımı istediğimde,ne yapacaksın?..dedin,yırtacağım dedim yakıp yok edeceğim!..ve şu unutulmaz cevabı vermiştin bana,onlar bana yazılmış nektuplar,emek ürünü onlar veremem!..o yaz bana,mektupları paketleyip annemlerin evine bıraktım,açıklaman üzerine anımsadım mektupları.bana cevabın gerçekçiymiş meğerse,biçimsel değilmiş sözlerin.ben ki kapitalist sömürü düzenine karşı savaşmış biri olarak hiç aklıma gelmedi savunman,değerlendirmen?..o ana kadar nasıl düşünemedim yazılanların bir emek ürünü olduklarını,ne kadar acı değil mi?.