11 Ağustos 2015 Salı

BAY KARAMSAR'DAN MEKTUPLAR!..6...

havva'nın elmayı ısırması olayından sonra tanrı ile kadınların arası bir türlü düzelmedi gitti.aynen senin durumun,tıpatıp(!)bu kadar benzerlik olur yani.nasıl ki ne evlilikten önce ne de evlendikten sonra soluduğun mutsuzluğun değişmemesi gibi!(!)...gerçi senin içini,'şeytan/cadı/büyücü' gibi şeyler doldurmuş değil tabi ama bunun yerine cinsellik doldurmuş kim doldurduysa?(!)....yani havva'nın isyanı seni sarsmış olmalı ki bayrağı kaptın tez elden havva'nın elinden.ne de olsa bayrağı kaptırmamak lazımdı başkasına(!)...neme lazım!(!)...
işte böyle tavuz kuşu!...senin içini de bilgi ile,bilim,sanatla doldurduğunu,birkaç yabancı dil kursları ile donatıp annen seninle tam övüneceği sırada olanlar oldu!...ne oldu diyeceksin değil mi?...bak dinle!...kadın,kutsal kitaplarda ve bütün o 'erkek dinler' manzumesinde 'şeytan/cadı/büyücü' olarak görülür ve erkeklere en büyük düşman olarak gösterilirler.içlerinin bunlarla doldurulduğunu ve her an patlayacak bir silah gibi kadınlara dikkat edilmesi gerektiği sıkı sıkıya tembih edilir erkek akıllılara!(!)....yani kısaca kadın ne yaparsa yapsın günahkar ve kahpeydi....
sen yıllar yıllar önce gayet ciddi bir kızdın,güvensizdin insanlara karşı.acı çekmiş veya ihanete uğramıştın.mesafeli tavrınla olgun bir kız tavrı çiziyordun.ilk ihbarını babandan aldım...."çok kitap okur hoca bizim kız...annesine düşkündür evde sıkılmasın diye yanımda getirip götürüyorum annesi dönene kadar..."...iç portren hakkında ilk kalın çizgilerdi birinci elden.güzel bir kızdın,seni elde etmek arkadaşlık,dostluk kurmak,flört etmek kim istemezdi ki?..
ne demişti enderun'da ki hocan sana?..."bakıyorsun ama görmüyorsun!..." evdeki lalan aydınlatamamıştı beyninin kıvrımlarındaki karanlığı.çünkü gün ışığı almadan büyüdün onca yıl yarasa gibi.bir baykuş gibi tünedin durdun o k.burjuva ağacının dalları arasında(!).nasıl uyum gösterecektin dışarıda nazım'ın dizelerinde anlattığı o gürül gürül hayata?.ürktün,çekindin daha bir sıkı sıkıya kapattın,kapandın bir midye gibi kabuğuna(!).nazım anlatır ya o ünlü şiirinde," midye gibisin kardeşim kapalı rahat/akrep gibisin kardeşim korkak bir karanlık içindesin..."...
nazım,o büyük düşünen adam,şair.seni görmeden tanımadan seni iki dizede yazmış analiz etmiş.bu kadar güzel anlatılamaz bir insan ve bir de ben!.nazım görmeden,ben görerek yaşayarak tanımladım seni ve sen ne dedin bana?..." ya beni çok iyi tanıyorsunuz veya gözlem gücünüz çok iyi!..." nazım nasıl kendi insanını yaşadıklarını bilinciyle harmanlayı...p dizeleştirmişse bende seni ayrıştırdım içimde!.sevgi olmadan olmazdı bu iş.nazım'da öyle,insanını ve vatanını biçimsel değil içten,bilinçle seviyordu o büyük adam!.bakma sen faşist/milliyetçi kuyrukçu mandacı şairlere,demogoglara!.asıl onlar 'vatan haini' m.akif mısır'a kaçtı,vahdettin ingilizlere,enver kafkasya'ya,talat almanlara sığındı!.....
akan su akmaz oldu,envai türden renkli kuşlar,cıvıltılar birden kesildi osnmanoğlu ülkesinde.ne olmuştu ne değişmişti?.orman eski orman değildi artık,ne de aslan eski aslan!(!)...tilkiler,ayılar,kurtlar,köpekler orman yasasına karşı gelmeye başlamışlar haraç,vergi,ganimet,hareme kız göndermemeye başlamışlardı.tehlike çanları çalmaya başlamıştı osmanlı için.sende o parlak günlerinde çıkışını evlilikle taclandırdın,mutluluğuna mutluluk kattın!(!)..."internetten tanıştığım bir insanla evlendim.ne yani asosyal mi oluyorum şimdi?..." yoooooo!...osmanlı'da asosyaldi zaten senin gibi!(!)...." birkaç yıl mutlu oldum evliliğimde güzel günler geçirdim o kadar!.."...osmanlı da senin gibi çöktü zaten.bir kaç yüzyıl parlak(!)dönemden sonra!..

havva'nın elmayı ısırması olayından sonra tanrı ile kadınların arası bir türlü düzelmedi gitti.aynen senin durumun,tıpatıp(!)bu kadar benzerlik olur yani.nasıl ki ne evlilikten önce ne de evlendikten sonra soluduğun mutsuzluğun değişmemesi gibi!(!)...gerçi senin içini,'şeytan/cadı/büyücü' gibi şeyler doldurmuş değil tabi ama bunun yerine cinsellik doldurmuş kim doldurduysa?(!)....yani havva'nın isyanı seni sarsmış olmalı ki bayrağı kaptın tez elden havva'nın elinden.ne de olsa bayrağı kaptırmamak lazımdı başkasına(!)...neme lazım!(!)...
işte böyle tavuz kuşu!...senin içini de bilgi ile,bilim,sanatla doldurduğunu,birkaç yabancı dil kursları ile donatıp annen seninle tam övüneceği sırada olanlar oldu!...ne oldu diyeceksin değil mi?...bak dinle!...kadın,kutsal kitaplarda ve bütün o 'erkek dinler' manzumesinde 'şeytan/cadı/büyücü' olarak görülür ve erkeklere en büyük düşman olarak gösterilirler.içlerinin bunlarla doldurulduğunu ve her an patlayacak bir silah gibi kadınlara dikkat edilmesi gerektiği sıkı sıkıya tembih edilir erkek akıllılara!(!)....yani kısaca kadın ne yaparsa yapsın günahkar ve kahpeydi....
sen yıllar yıllar önce gayet ciddi bir kızdın,güvensizdin insanlara karşı.acı çekmiş veya ihanete uğramıştın.mesafeli tavrınla olgun bir kız tavrı çiziyordun.ilk ihbarını babandan aldım...."çok kitap okur hoca bizim kız...annesine düşkündür evde sıkılmasın diye yanımda getirip götürüyorum annesi dönene kadar..."...iç portren hakkında ilk kalın çizgilerdi birinci elden.güzel bir kızdın,seni elde etmek arkadaşlık,dostluk kurmak,flört etmek kim istemezdi ki?..
ne demişti enderun'da ki hocan sana?..."bakıyorsun ama görmüyorsun!..." evdeki lalan aydınlatamamıştı beyninin kıvrımlarındaki karanlığı.çünkü gün ışığı almadan büyüdün onca yıl yarasa gibi.bir baykuş gibi tünedin durdun o k.burjuva ağacının dalları arasında(!).nasıl uyum gösterecektin dışarıda nazım'ın dizelerinde anlattığı o gürül gürül hayata?.ürktün,çekindin daha bir sıkı sıkıya kapattın,kapandın bir midye gibi kabuğuna(!).nazım anlatır ya o ünlü şiirinde," midye gibisin kardeşim kapalı rahat/akrep gibisin kardeşim korkak bir karanlık içindesin..."...
nazım,o büyük düşünen adam,şair.seni görmeden tanımadan seni iki dizede yazmış analiz etmiş.bu kadar güzel anlatılamaz bir insan ve bir de ben!.nazım görmeden,ben görerek yaşayarak tanımladım seni ve sen ne dedin bana?..." ya beni çok iyi tanıyorsunuz veya gözlem gücünüz çok iyi!..." nazım nasıl kendi insanını yaşadıklarını bilinciyle harmanlayı...p dizeleştirmişse bende seni ayrıştırdım içimde!.sevgi olmadan olmazdı bu iş.nazım'da öyle,insanını ve vatanını biçimsel değil içten,bilinçle seviyordu o büyük adam!.bakma sen faşist/milliyetçi kuyrukçu mandacı şairlere,demogoglara!.asıl onlar 'vatan haini' m.akif mısır'a kaçtı,vahdettin ingilizlere,enver kafkasya'ya,talat almanlara sığındı!.....
akan su akmaz oldu,envai türden renkli kuşlar,cıvıltılar birden kesildi osnmanoğlu ülkesinde.ne olmuştu ne değişmişti?.orman eski orman değildi artık,ne de aslan eski aslan!(!)...tilkiler,ayılar,kurtlar,köpekler orman yasasına karşı gelmeye başlamışlar haraç,vergi,ganimet,hareme kız göndermemeye başlamışlardı.tehlike çanları çalmaya başlamıştı osmanlı için.sende o parlak günlerinde çıkışını evlilikle taclandırdın,mutluluğuna mutluluk kattın!(!)..."internetten tanıştığım bir insanla evlendim.ne yani asosyal mi oluyorum şimdi?..." yoooooo!...osmanlı'da asosyaldi zaten senin gibi!(!)...." birkaç yıl mutlu oldum evliliğimde güzel günler geçirdim o kadar!.."...osmanlı da senin gibi çöktü zaten.bir kaç yüzyıl parlak(!)dönemden sonra!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder