11 Ağustos 2015 Salı

BAY KARAMSAR'DAN MEKTUPLAR!...5..

nasıl oluyordu sultanım onca olumsuzluklara rağmen yükseliyordun tahtında?!(!).hızla çıkıyordun kariyer basamaklarını!...ciğerlerine doldurduğun oksijenle çıkarım diyordun zirveye(!)...sürekli dışarı atıyordun kendini sürekli.osmanlı'da böyle düşündü,cihan imparatorluğu ancak ve ancak savaşılarak olunurdu payitahtta oturarak,haremden kız seçerek değil!..tamam bu da lazımdı ama.su uyur düşman uyumazdı(!).osmanlı ile senin kaderin aynı valla!..tıpatıp!...ne bir eksik ne bir fazla!(!)...parlak bir beylikler dönemi,kuruluş,istanbul'un fethi,mısır,makedonya/eflak boğdan,maceristan..bir hava boşalım sesi önce fıssssssssss!...sonra fosssssssss!...diye aniden inen tekerin sesi!(!)...parlak bir öğrencilik,reform/rönesans aydınlanma yükseliş.'faaliyetlerimle,dil kurslarımla ince ince dalga geçtiğinizi farketmedim sanmayın?.' diyerek bana yazdığın o sitemkar uyarı notu?.üniversiteye giriş,tez,y.lisans ve değişim rüzgarlarına kapılarak kabuk değiştirmeye kalkmak(!)arkasından gelen içten çöküşler;hayalkırıklıkları,mutsuzluklar,sürekli türbülans,sürekli boşluk!.
sende çok heycanlıydın o günlerde,..."tam bana göre bir bölüm.evdekiler kazma kürek işi diyor dalga geçiyorlar benimle.çok mutluyum kazandığım için!.."...bende tebrik etmiştim seni.osmanlı'da heycanlıydı gülhane de ıslahat fermanını okurken!(!)...değişecekti osmanlı;başındaki kavuktan,giydiği fistandan,ayağındaki çarıktan kur tulacaktı eğer avrupalının dayattığı reformları yaparsa borçlarından.etek,pantolon,şapka,gömlek giyecekti artık.ne oldu peki so nunda?...'dar geldi,zor geldi değişmek(!)...gavur icadı'..'istemezüüüüüüük!'...ciyaklamalarıyla isyanlar başladı.
yepyeni bir sayfa açmak istedin yaşamında.ya düşünce,düşüncenin tarihi?...kültür,sanat,etik,estetik değerler?..evrensellik hümanizma?.. "geç onları geç!.."dedin içinden..."aşırı izledim ne varsa..çok okudum çok seyrettim!..sürekli yeşil ışıkta geçtim ne oldu?!..ne yararı?!..kocaman bir hiç!..".önce alevi bir sevgili,sonra yine alevi kökenli ama devrimci bir adam .dost arkadaş, sevgiliye dönüşmeyen değişik,çarpıcı bir ilişki anlatılmayan sarsıcı,kavrayamadığın!.arkasından kazı macerası,evli adam!..karanlık bir on yıl...ne yaptığı kiminle beraber olduğu şimdilik sır olan,aydınlanamayan büyük bir kara delik.tahminen okul bitti,master,tez ve bursa sancağına çıkarıldın egzotik sultan!(!).bursa,osmanlının ilk gözağrısı.söğüt'mü..yalova'mı tartışmalarının odak noktası olan yeşil bursa!..ancak senin gibi milli millici milliyetçi birisine layık olabilirdi ancak!(!)..aslında hakettiniz matmazel,oryantalist,egzotik,erotik doğulu güzel!..çıkmak lazımdı artık haremden...neyiniz eksik ki sizin diğer sultanlardan?..şehzadelerden?..ingiliz ceniz,fransızcanız mükemmmel!..üstüne üstlük mis gibi osmanlıcanız var.eh!.. daha ne olsun?.."bu güne kadar yaptığım tek olumlu iş, aziz nesin'in eski yazı mektuplarını türkçeye çevirmek oldu!.."..sus!..sus!..saraya ulaşır padişahımızın (y.ö.k) kulağına gider sürerler seni uç beyliklerine!...daha yenisin,taze bir çiçek çabuk solarsın,halayık olursun elden ele gezen bir çiçek olursun sonra!..daha dur,resmi kitapkurdu,daha nelere özlem duyacaksın nelere?!..."öğrencilik yıllarımda kaldınazım'a hayranlığım.şimdi milliyetçilik beni daha çok heycanlandırıyor!.."...biraz heycanın geçsin,sönsün milliyetçilik,cinsellik,erotik,egzotik ateşin,nefes al soluklan bak göreceksin,ne haltlar yediğini!(!)...sen alışıksın zaten bu pişmanlıklara,pişmaniyeci kız!(!)..piştin artık!..haa!..az kalsın unutuyordum,anlatım mı bilmiyorum.senin lalan,mollan var ya,şey canım tez hocan...'gölgemi bıraktım lale bahçelerinde'roma nını yazan kadın hocan...resterasyon hocan değil,"bakıyorsun ama görmüyorsun!"diyen!(!)...inanırmısın bu kadar bir yakınlaşma,trans hali .olur.empati,iletişim,iletkenlik.. sanat tarihçi gözüyle bir roman nasıl yazılırmış,örnek okuma olarak alayım bakayım dedim kitaplığa bıraktım okuyamadım yıllar yılı...aaaa!..ne görsem?!..meğerse tez hocanmış bu kadıncağız senin.yok!..yok!..bir şeyler var mutlak bizi birbirimize bağlayan..... 1991-2000...şen şakrak geldin bursa sancağına...mehteran karşıladı seni,ilk defa bir sultan geliyordu sancağa!...güzel mi güzel alımlı,bilgili donanımlı akıllı.gerçi dönme olduğu söylendi enderundan yetişme değil ama!?...bir şaiya!..dedikodu bu .. ya bir kulp bulur bizim insanımız,çekememizlik,yalan dolan,üstelik bir taze bu!. olacak o kadar!(!)..cem sultan neden sığındı sanırsınız rodos şövalyelerine elin gavuruna?!..
sen nazım'ı devrini tamamlamış burjuva romantik şairlere,mirasyedilere senin gibi kazonavalara,zengin entellektüel züppe 'aydın'lara benzettin galiba!(!)..yanıldınız hanfendi müthiş yanıldınız!(!)..o bir gençlik hevesi,kadınlara dize yazan donjuan,kız avcısı değil!..değil yani senin anlayacağın bir dönem için okunup sonra vazgeçileceklerden!..değil!..değil!..fena yanıldınız?..o.veli'nin bir şiiri vardır siz aptal şair,şiir veya yaşama nasırından yana bakanlara yazdığı...o şiir var ya?..yazık oldu süleyman efen diye!?..onun şiirleri kafeslenmeye yatkın kızlara armağan dizeler değil hocahanım!.. ısmarlama bir çiçek gibi de gönderemezsin,hediye edemezsin bir kadının gönlünü almak için!(!)..nazım'ın romantizmiyle tutunamaz senin gibiler yaşama!...gerçekçidir nazım!..sarı paşaya kafa tutacak kadar onurludur nazım!..ya sizin gibi günün adamı,kadını olanlar?..yalanacak bir kuyruk ararlar!..
"bizim sınıf ağırlıkla doğu,g.doğu'lu çocuklar.sınıf çok pis kokuyor,camları açın içerisi havalansın diyorum tınmıyorlar bile(!)..o zaman tutamıyorum kendimi bağırıyorum.geçen gün çocuklar neden ortaçağ karanlık çağdır?soruma ne cevap verseler beğenirsiniz?..hocam o zaman elektrik bulunmamıştı demesin mi birisi(!)..bereket tanrısını anlatıyorum hocam bu kadın hamile mi?..diye takılmıyorlar mı?..işte o zaman kaybediyorum kendimi.öyle sert bir hoca değilimdir ama?(!).."...avrupa'yı rönesans/reforma taşıyan çağ o anlatılan 'ortaçağ'dır!.ortaçağ olarak kapkaranlık bir dönem çizen burjuva tarih anlayışı tamamen yanlıştır. bize ortaçağ'ı böyle zifiri karanlık,despot,engizisyon,zır cahil göstermeye çalışan burjuva ideolojisi kendi karanlığını aklamak için geçmişi bir kalkan gibi kullanmaktadır.senin o milli,milliyetçi tarih okutman ve yazarların bundan pay çıkarmaya,o dönem islam ve osmanlı'nın medeni/uygar(!) oldukları ve avrupa'dan ileride olduğu masalını yaymaktadırlar.asıl osmanlı o dönem geri zır cahil bir toplumdur.bilim değil ilim yani tanrı bilgisi ve hikmeti(!)üzerine teoloji'nin belirleyiciliğinde işgalci,gaza/şehit ve fetva üzerine çizilmiş bir yaşam biçimi çizgisi,feodalizm'in belirleyiciliğinde savaşkan bir toplumdun o kadar!...bu çerçeve içinde bir yaşam tarzı sü ren bir toplumda nasıl olur da bilim/sanat ve ileri bir medeni/uygar yaşam tarzı çıkar?...ve diğer bir yutturul maya çalışılan tez ise,1453 istanbul'un fethi ile ortaçağ'ın yıkılıp yeniçağ'ın açılması iddiasıdır(!)..eğer osmanlı istanbul'u aldıysa macar uyruklu ustanın döktüğü toplar ve avrupa'nın bizans'a yardım göndermemesi sonucu  iyi hazırlanmış ve bir anlamda kat be kat bizans ordusundan güçlü olan osmanlı'nın tüm bu avantajları iyi kulla narak istanbul'a girmesi kadar doğal ne olabilir?...ortaçağ'ın yıkılıp,yeniçağ'ın başlaması tamamen bize ait bir uydurmasyondur!..osmanlı hangi buluş ve enerjisiyle dünya medeniyetine bir taş koyabilmiştir?..istanbul'u yine avrupa'nın bulduğu ateşli silahlar ve top dökümü,top yapımı ile almıştır.diğer bir neden,roma imparatorluğu'nun parçalanması ve çözülmesidir.yani bir anlamda ekonomik/sosyal/dini açılardan bölünmüş ve güçleri dağılmış parçalanmış bir imparatorluk roma vardır karşısında.sizin milli,milliyetçi tarihçileriniz bu nedensellikler sosyal/si yasal gerçeklikler,güç dengeleri üzerinde bilimsel anlamda tahlil ve gözlemlere önem vermezler.açıkçası bunları bilmez pek sizin payitaht tarih yazıcıları(!)...ne mitoloji bilirler ne de felsefe?(!)..sen daha osmanlı olmadan önce avrupa'da o karanlık ortaçağ dediğin dönemde üniversite vardı.sende ne vardı kuran'a dayalı medrese ilmi! (!)..şatafat,güç,korku imparatorluğu!..böbürlenme,cariye köleliği,cinsellik üzerine kurulu harem yaşamı,gizemi!.sen kendini nasıl tanımlamıştın?.."kıl konusunda görüşünüzü alabilirmiyim sahip?.." veya şu cümlen,"ne de olsa ben bir köleyim!..".o günlerde kendisini yenileyen avrupa.sen hala elinde kılıç kalkan mehteran takımıyla ,iran içlerine,makedonya,kırım'a seyri sefer düzenlerken avrupa deniz aşırı ülkeleri pasifik,amerika,afrika'yı bilim, buluş ve icatlarla denizciliğin ve gemi inşasının zirvesini yaşıyor ticaret yapıyordu.rönesans/reform'u bu gelişen içten içe büyüyen tiacri kârla büyüyen sınıf yaptı ve ticaret burjuvazisi sanayi burjuvazisine sıçradı tarihi süreç içinde.feodalizm böyle yıkıldı.işte o an,feodalizm'in çatırdadığı an,büyük roma imparotorluğu'nun ikiye bölündüğü an!..avrupa bu şekilde çözülüp parçalanıp yepyeni bir toplumsal yapı kimliğine bürünürken ticaret sermayesi ile gelişirken bilimsel/teknik devrimlerle donanırken,şehirleşirken sen ilk defa bir avrupai şehi,zenginlik,sanat,kültür/medeniyet görüyoerdun.bu bizans'tı işte!..istanbul!...anladın mı şimdi ne denli kof ve boş bir milli/milliyetçi tarih anlayışına sahip olduğunu?..osmanlı bırak kültür/medeniyet'e katkısını tam tersi medeni yet düşmanlığı yapmıştır.ayasofya başta olmak üzere,hıristiyan düşmanlığı ve dinler savaşı olarak algıladığı dünya görüşüne uygun olarak istanbul'da ki bütün kiliselerin başına minare geçirerek,inanç özgürlüğünün yok edilme sinden öte medeniyet düşmanllığı yaparak bizans sanat ve kültür varlıklarını bu şakilde yok etmiştir.
seni sarayda çalışmak bu hale getirdi.sarayın o oryantalizmi!..nefes nefese soluduğun...seni harem bu hale getirdi,o köle/cariyelerin cinsel haz ve zevkleri...orada yaşadıkları cinsel hayat(!)..oradaki erotizm,egzotizm....feodal cinsel şiddet,seks!..sen bu tüm okuduklarını sarayda canlandırdın kafanda,cinsel özgürlük olarak algıladın ve yaşamına uyguladın..."bilirsin meraklıyımdır?"...bilmezmiyim senin merakını(!)...ama çuvalladın sonunda!..öyle bir hava vermiştin ki çevrene o köle cariyelerden sana sirayet eden(!)...öyle bir yaydın ki o görünmez,ne olduğu bilinmez bağımlılığı evliliğine,tısı çıkamazdı artık hiç kimsenin kutsallığın üzerine(!)...evli bir kadındın özümsemiştin evliliği.dişi bir kuştun onların gözünde özgürleşmiş biçimde.dolup taşan bir ırmak gibi şaşırtıyordun kendini ve çevreni...ne mutlu bir evlilik diyorlardı çevrendeki mutsuz evli çiftler.yutkunuyorlardı nikah resimlerine ve sana bakarlarken!(!)...oysa için kan ağlıyordu.."birkaç yıl mutlu oldum evliliğimde güzel günler geçirdim o kadar!.."...o kadardı işte!?...ne dedin sonraki günlerde partnerinle ilişkin orataya çıkınca?.."bu olay duyulyursa türkiye'de kalamam!.."...devekuşu gibiydin nereni nasıl ne biçimde kapatacağını şaşırmıştın.arka arkaya dökülüyordu yamaların başını soktukça kum yığınına!(!)..çağımızın,çağın insanısın sen!..çağa göre değişen sapmalara sapan daldan dala konan.her iktidar döneminde düdük öttüren,cinsel/politik sapkınlıklara yelken açan çağımızın insanısın sen!..kılıktan kılığa giren,değişen,uyum sağlayan,ayak uyduran.açık vermeden açıklarını kapattığını zanneden.iz bırakmadan izini kaybettirdiğini!(!)..tarihin gözünden kaçmayan insan tipolojileri vardır ya?..işte o sensin!...
 senin içini 'dişi kuş' değil de 'cinsel kuş' yapmış,renklendirmiş kanatlandırmış seni(!).eğer senin içinde öten cıvıl cıvıl bir 'dişi kuş' olsaydı sen çoktan yapardın yuvanı mutluluk çubuğunu tüttürür dağıtırdın hiç şüphem yok buna!..zaten burjuvaziye göre okullar da sabahları içilen 'ant' gibi kadınların birinci vazifesi bedenlerinin erkeklere armağan edilmesiydi.ve bitiş cümlesi geliyordu arkasından,ne mutlu kadınım diyene!(!)...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder