4 Ağustos 2013 Pazar

GEZİ DİRENİŞİ ERDOĞAN'IN SİYASİ PARANOYALARINI SU YÜZÜNE ÇIKARDI!...

GEZİ DİRENİŞİ ERDOĞAN'IN SİYASİ PARANOYALARINI SU YÜZÜNE ÇIKARDI!...
04.08.2013 10:34:45 | Gezi Parkı direnişi

Başbakana parlemento burjuva partilerce (CHP/MHP/bdp) muhalefet edildiğinde 'ileri demokrasi' nutukları atıyor,halk muhalefeti ve direnişi olduğunda 'siyasi paranoya'ya kapılarak kendisine 'darbe' hazırlıklarından ve kurulmaya çalışılan 'tuzak'lardan bahsetmeye,kendince 'siyasi serap'lar görmeye başlıyor(!)..psikoloji biliminde bu durum,aşırı endişe ve korkuyla karekterize edilen,sıkça mantıksız kuruntularla bilinen bir rahatsızlıktır.Başbakan'ın bu güne kadar(gezi direnişi) bu tür 'siyasi paranoya'ları yoktu.başka kuruntuları vardı.örneğin 'darbe' ve 'türban'...'darbe' denilince başbakanın anladığı 28 Şubat 'ta muhtereme yapıldığı iddaa edilen postmodern darbe girişimiydi.iktidarı boyunca sürekli bu korkuyu işledi durdu.bu tür bir darbenin kendisine de yapılacağı korkusuyla önce MİT'i sonra TSK'yı AKP'lileştirdi(!).bu da yer medi üzerine o ünlü 35.maddeyi kaldırarak 'darbe' korkusunu 'yasal' anlamda rafa kaldırdı.bu da korkularına çare olmadı son YAŞ toplantısında (MİT operasyonu gibi)ordu komutanlığı yapmamış birisini K.K.K'na getirdi ve 2015 ve sonrasını garantiye aldı(!)..Sn.başbakan'ın paranoyaları bitti mi?..tabi ki hayır!..tam işleri rayına koyuyor başkanlık sistemi ve 'kardeşim Gül'ü tasfiye(Osmanlı'da kardeş katliamı)etmeyi devreye söküyor ,'anayasa'denilen oyuncağı ile oynamaya başlıyordu ki o baş belası 'gezi direnişi' çıktı ve bütün o seneryoları suya gitti ve tekrar başbakanın siyasi paranoyaları nüksetmeye,35.md.kaldırmasına rağmen 'kardeşim Nursî'nin paldır küldür ABD(büyük ağbi)tarafından indirilmesiyle kuruntu ve korkuları ayyuka çıktı sanrı ve sayıklamaları,halkın direnişini 'faiz lobisi've 'dış mihrak' 'serap'ı ile açıklama yoluna gitti(!)..sn.başbakan bu sayıklama ve 'serap'larını polis şiddeti sonucu dolmabahçe camisine sığınanları dinsizlikle suçlayıp,camiye ayakkabıları ile girdiler,içki içtiler sanrısı ile süsledi.tutmadı tabi bu 'yalan'!.uydurma bir iddaa olduğu cami imamı tarafından açıklanınca olan imama oldu yerinden yurdundan apar topar alınarak sürgüne gönderildi adamcağız.imamda başbakanın kuruntu ve endişelerini gerçeğe çevirme konusunda hayalkırıklığı yaratınca başbakan iyice saldırgan bir dil ve tutum almaya 'polis teşkilatı'na,'emir verdim destan yazdılar' diye pohpohlayıp 'ulufe' dağıtarak ödüllendirdi.yetti mi?...hayır!...sn. başbakan dedezadeleri abdülhamit han gibi kimseye güvenemez jurnallere inanamaz hale gelmişti(!)...tam 'kardeşim abdullah'ı halledip c.başkanı rüyalarına dalacakken,onca gün ABD tarafından kulağına üflenen 'sabret ya erdoğan yakında ortadoğu'nun vazgeçilmez sultanı olacaksın' sözleriyle pupa yelken siyasi arenada yol alan sn. başbakan bir sabah uyandığında 'kardeşim mursi'nin siyasi ömrünün bittiğini duyunca yaşamı tekrar kabusa döndü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder