1 Eylül 2013 Pazar

RANDEVUSUZ AYRILMIŞTIK BELİRSİZLİKLER İÇİNDE!...BEN ONUNLA YIKANMAK İSTİYORDUM ZAMAN IRMAĞINDA DİYALEKTİK BİÇİMDE!..(1989-90)...

RANDEVUSUZ AYRILMIŞTIK BELİRSİZLİKLER İÇİNDE!...BEN ONUNLA YIKANMAK İSTİYORDUM ZAMAN IRMAĞINDA DİYALEKTİK BİÇİMDE!..(1989-90)...
ilişkimiz ne olacaktı belli değildi.kaç gün sürdü bilmiyorum.okul çıkışı bir akşam üzeri işyerime uğradı galiba.heycanımı yatıştırarak karşıladım onu.resmi,yüzeysel konuşmalardan sonra mektup bıraktı ve çıktı.bir pazar günü telefon konuşmamız sonrasında kopan ilişkimiz üzerine uzun uzadıya yazılmış bir mektuptu.benim,artık ilişkimizi ailelerimize açıklayalım önerime,'çok hızlı yaşadık!..' diye cevaplamış bu belirsizlik üzerine bende,'peki o zaman bir süre görüşmeyelim.duygu ve düşüncelerin otursun o zaman oturur konuşuruz demiştim.'siz kararlarınızı hep böyle aniden mi alırsınız?..o an ne yapacağımı şaşırdım buz gibi oldum.'...beni o günlerde bana hediye ettiğ nilüfer'in yeni çıkan 'sen muhimsin' kasetinin şarkı sözleriye eleştiriyordu.' 'hani ellerin nerde/hani verdiğin sözler/gözyaşlarımdasın...'...' oldukça sarsıldığı,üzüldüğü belliydi yaşadıklarını yazıya dökmesinden.yine çözüm yoktu zamansızlığı,aramızdaki ilişkiyi nasıl ileriye taşıyacağımız konusunda.üzerine gitmek istemedim yakınlaşmış tekrar bir araya gelmiş barışmışken aynı konuyu ısıtmanın yanlışı tekrarlamanın bir anlamı yoktu.işi yine zamana bıraktım.aile içi durumunu az çok tahmin edebiliyordum.annesi ile babasının arasında esen sert soğuk mutsuzluk rüzgarları onu benimle olan ilişkisini adlandırmak için uygun değildi.' bizimkiler anlaşamıyorlar.babam yakında evden ayrılacak galiba!..' diye çıtlatmıştı bana yaşadıklarını.huzursuz,mutsuz bir aile ortamında bizim ilişkimizi kaldıracak psikolojik ortam yoktu doğal olarak.açıkça yazmasa da yaşadığı psikolojiyi ve yaşadıklarını yazarak benden 'zaman' istiyordu soluklanmak.fırsat kolluyor olabilirdi.ama benimle bu durumu konuşup paylaşabilirdi düşüncelerini.bu anlamda tek bir cümle yoktu.liseli aşıklar gibi davranıyordu bana,'gözyaşlarımdasın' şarkı sözleriyle(!)...sinemada konuştuğumuz tartıştığımız 'düşünsel' yanımız kalmamıştı.aşkımı,sevgimi alfabe üzerinden kelime ve cümlelerden geçiriyordum.o ise,yazdıklarımı okuyordu karşılıksız cümlelerle.bir kaç değerlendirme dışında tutunacak dal yoktu gürül gürül akan nehirde.ben onunla yıkanmak istiyordum zaman ırmağında diyalektik biçimde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder