4 Eylül 2013 Çarşamba

SİNEMADAN AYRILMIŞTIM,KOPMUŞTUK ANİDEN.

SİNEMADAN AYRILMIŞTIM,KOPMUŞTUK ANİDEN.GÖKSEL BİR GÖNDERİ GİBİ GİZLİCE BANA GÖNDERİLEN 'KÜÇÜK NOT MEKTUBU' (KUTSAL AYET) BİZİ GİZEMLİ BİÇİMDE TEKRAR BULUŞTURMUŞTU!...(1989-91)..
nasıl bir bağ kurabilirdim onunla.babasına soramazdım çünkü biraz nahoş ayrılmıştık.devrimci mücadele içinde örgütlenme,gizlilik ilkelerine uyma,'özel'imizi unutma,toplumsallaşma gibi kriterlere göre şekillenen 'hücre' yapılanmasını andırıyordu 'küçük sevgili' ile ilişkilerimiz.özelimize ait hiçbir bilgi yoktu karşılıklı birbirimizde sinemada yaşadıklarımızdan başka.birbirimize 'özel' sorular,özelimize ilişkin kimsin,necisin,inmisin,cinmisin,kimin fesisin dahi dememiştik.tahliye olan ve bir dönemimi,yaşamımı,mücadele biçimimi kapatan ben değildim ve kaldığım yerden 'devrimci mücadele'ye devam ediyordum sinemada(!)..ve bu kız bana bilinmeyen bir merkezden,örgütlülükten gönderilmişti.karşılaşmamız,tanışmamız,kaynaşmamız,düşünsel uyuşmamız,öngörülerimiz 'bilim kurgu' romanlarına,roman kahramanlarına taş çıkartacak cinstendi.biliçdışı bir yaşam çizgisi bizi yönlendiriyordu sinemada.'küçük sevgili' sinemaya geldiğinde yanıma iniyor kitap reyonunun karşısına yan yana geçip oturarak 'düşünsel ayin'imize başlıyorduk.tanrı/mürid ilişkisi vardı üzerimizde.kitap reyonu tapınağımızdı ve biz tapınıyorduk gün boyu büyülenmişcesine.akşama doğru babasının üst fuayeden bize seslenmesiyle uyanıyorduk ayinden,'haydi kızım hazırlan akşam oldu gidiyoruz artık!..'..tanrısını kaybetmiş bir mürid gibiydim sersemlemiştim onun yokluğunda.ne yapmalıydım,nasıl bulabilirdim onu.günlerce kafa patlattım yoktu yok işte!.mutlaka bir neden bulup ilişki kurmalıydım mutlaka!.'küçük sevgili'ye o günlerde bir iki müzik kaseti vermiştim ama geri getirmemiş veya unutmuştu.bütün cesaretimi toplayarak sinemaya babasının yanına gittim.beni gayet iyi karşıladı bir süre sohbet ettikten sonra kasetlerimi istedim gönderebilirse sevinirim dedim.bir kaç gün sonra uğradığımda kasetlerimi göndermişti.babası küçük paketi uzattı aldım teşekkür ettim ve çıktım.bu projemden pek ses çıkmamıştı.kızı babasıyla bana bir selam dahi göndermemişti işte(!).eve dönerken hiç ilgilenmediğim paketi otobüste açtım can sıkıntısından.kasetin içinde katlanmış bir not mektubu vardı.heycanla katlanmış sayfayı açtım ve o an 'ayet'in farkına vardım.gizlice gönderilmiş küçük ama anlamlı bir not mektuptu.'sinemya geldiğimde kitaplığın ve sizin yerinizde yeller estiğini gördüm.bir anlam veremedim ve şaşırdım.kimseye bir şey soramadım.olup biteni sizden dinlemek isterdim doğusu.size nasıl ulaşabilirim.telefonunuzu nerden öğrenebilirim.tabi bu sorularıma cevap vermeniz mümkün değil.telefonunuzu bulur bulmaz sizi arayacağım.ben oldukça iyiyim okula gidip geliyorum.ilk günlerin karmaşası var.zamanla düzelir umudundayım.selamlar!..iyi günler diliyorum!..' (1989)..benden sonra sinemaya uğramış,tam o ara ben kasetlerimi istediğim günlerde ilişki kurmak için bu istem ikimiz için neden olmuş ve kısa ama o güzel küçük not mektubu yazıp kaset kapağının içine yerleştirmiş gizlice babasıyla bana göndermişti kutsal kitapların ayet sayfaları gibi(!)..bu iletiden sonra onunla ilişki kurmanın yolları üzerine düşünmeye başladım.ne yapabilir telefonumu ona nasıl ulaştırabilirdim?..ilk projem tutmuştu tesadüfi olarak.bundan sonra işleri tesadüflere bırakmamak lazımdı.sinemada bilet gişesine bakan kızla samimiydim müdürün evinin telefonu varmı sende diye sordum yoktu.aram iyiydi ev telefonumu verdim ve gelirse iletirsen sevinirim dedim.kızcağız,'tabi hoca ne demek?..'dedi notumu aldı.bir zaman sonra uğradım olumsuzdu gelmemişti sinemaya 'küçük sevgili'.sonuç alacak denemeleri devreye sokmalıydım.iş için tekrar c.oğlu'na geçmeye başladım.tanıdığım vasıtasıyla yine 'kitap dağıtım şirketi'nde işe başladım.o da ist.üniv.sanat tarihi bölümünü kazanmıştı.aramızda bir kilometre dahi yoktu.belki sabahları vapurda karşılaşırız diye her sabah vapuru didik didik arıyordum ama yoktu.ya geç gidiyor veya hergün geçmiyordu belki okula.o ara müşterilere paket ve hesap döküm kağıtlarını 'aps'ile ben gönderiyordum ve her akşam mutlaka büyük postaneye uğruyordum.bir gün gözüme ücretsiz dağıtılan telefon rehberi ptt fihristi çarptı yeni yıl telefon rehberi dağıtım kitapçığı.aldım eve koydum lazım olur diyerek.nasıl aklıma geldi bilmiyorum  'küçük sevgili'nin babasının izinden ev telefonlarını buldum.fazla benzer isim soyisim yoktu.oturdukları semti bildiğim için büyük olasılıkla aldığım telefon numarası evlerinin telefonuydu.ve bir akşam üzeri heycanla evden evlerini aradım.tam onikiden vurmuştum hedefi 'küçük sevgili'ydi çıkan.sessiz ve fısıltılı bir sesle konuşuyordu.uygun olmadığını anladım ve başka bir zaman arayıp arayamayacağımı sordum.'hayır!..'..dedi.o denli yumuşak,sıcak bir fısıldama ile söyledi ki bana göre dünyanın en güzel 'hayır!' seslendirmesiyle 'evet!.' cümlesiydi.sevinçle kapattım telefonu randevu almış gibi(!)...

    Hiç yorum yok:

    Yorum Gönder