13 Kasım 2015 Cuma

TÜRKİYE SOL/SOSYALİST HAREKETİ!...

TÜRKİYE SOL/SOSYALİST HAREKETİ HALA 'SOĞUK SAVAŞ' YILLARINDA YAZILIP ÇİZİLEN MARKSİST TEOREMLERİ TEMEL ALARAK KENDİSİNE YOL ÇİZMEYE ÇALIŞIYOR!...GELİŞMELER 'SOMUT' EMEĞİN YERİNİ HIZLA 'SOYUT' EMEĞİN ALDIĞINI GÖSTERİYOR!...
Dünya son 25-30 yılda değişti.bu değişimin manivelası hepimizin somut biçimde yaşadığımız 'bilşim devrimi' dediğimiz gelişme.yaşamın her alanını düzenleyen bu 'bilgi' devrimi sosyal/ekonomi/siyasal yapıları derinden sarstı kendi içinde kapalı olan dünya büyük bir gürültüyle yıkıldı yerine yeni,bilgi teknolojisi ile donanmış bir dünya kuruldu.artık bilgisayarsız,cep telefonsuz ve bunlara bağlı olarak donanımlar olmadan yapamıyoruz.sosyal yaşamımız bu biçimde kontrol altına alınırken üretim/tüketim zinciri aynı biçimde şekillenmektedir.üretimin kaldıracı olan 'ağır sanayi' ve buna bağlı olan diğer yan sanayiler artık 'robot' üretime geçmenin hazırlıkları içerisindedirler.bir anlamda 'somut emek' dediğimiz iş gücü giderek yerini 'robot'laşmaya bırakmaktadır.diğer yandan sanayi/tarım ve günlük yaşamda kullanılan 'enerji kaynakları' değişime uğramakta,'yenilenebilir enerji' dediğimiz enerji(rüzgar,su,güneş,elektrik)alanlarına evrilmektedir.yeni dünya petrol/benzin dönüşümünden,daha hafif çevreci ucuz enerji kaynaklarına geçmek için arge(araştırma/geliştirme)çalışmaları yapmakta,projeler geliştirmektedirler.bu gelişmeler bize 'somut' emeğin 'soyut' emeğe doğru hızla kayışını göstermektedir.

SOL/SOSYALİSTLER NE YAPMALI?...

SOL/SOSYALİSTLER CHP'NİN 'SOL/DEMOKRAT/AYDIN' TABANINI KAZANMADIĞI SÜRECE FAŞİZME KARŞI MÜCADELE BAŞARISIZ OLACAKTIR!..VEYA SOL KENDİ ARASINDA İTTİFAK KURUP EVCİLİK OYUNU OYNAMAYA DEVAM EDECEKTİR!..İNSANLARI SOKAĞA DEĞİL,İNSANA YÖNLENDİRMEKTEN BAŞKA ÇÖZÜM YOKTUR!...
Öncelikle sol/sosyalistler 1960-80 sürecinde izlenen kitle iişkilerini tekrar yakalamak zorundadırlar.yoksa kelaynak kuşları gibi gölde yapayalnız kalmaya,birbirleriyle ittifak kurup evcilik oyunu oynamaya devam edeceklerdir.bu tür 'evcilik oyunu' seneryolarının bir işe yaramadığını,tersine ittifakları istikrarsızlaştırdığını gördük.1975-80 arasında devrimcilerin faşizme karşı mücadelede blok oluşturdukları gecekondu ve yerleşim yerleri bu gün akp/köktendinci,cemaat örgütlenmelerinin kalesi durumuna gelmiştir.dün devrimciler 'insan' ilişkilerini 'kitle' ilişkisine çevirdikleri için başarılı oldular.hatırlarsanız 1975-80 arası 'cumhuriyet gazetesi'ni protesto ve ara seçimlerde chp'yi hedef alarak 'seçimleri boykot' çağrısı başarılı olmuş,kitlelere verdiği sözleri tutamayan ecevit,ara seçimlerde demirel'e karşı 5-0 yenilince istifa etmek zorunda kalmıştı.devrimcilerin kitle bağları meyvesini vermişti.artan faşist baskılar ve kıyımlar devrimcilerin ne denli haklı olduklarını ortaya koyunca devrimciler ve halk güçleri faşizme karşı mücadelede böylece özgüvenlerini kazandılar.

4 Kasım 2015 Çarşamba

GERÇEKTEN HÜZÜNLÜYÜM İÇİMDE ÖLÜM ACISI VAR!..

Gerçekten hüzünlüyüm.içimde ölüm acısı var.zaten bu acı hepimizde kalıcı oldu yaşadıklarımızla.bunca mücadele,direnç,direniş bir kaç saat içinde emek düşmanı,insanlık düşmanı bir parti tarafından 'demokratik' seçim adı altında yok edildi ve siyasi zaferlerini ilan ettiler.bizler yaşam mücadelesinin bir parçası olan 'devrimci Mücadele'nin zor olduğunu bilen insanlarız.iki ask.faşist darbe ve onca sivil faşist hükümet ve koalisyon görmüş bir mücadele tarihimiz var.biz emekçiler,demokratlar,devrimciler ilk defa seçim kaybetmiyoruz,bir çok burjuva demokrasisi görünümü altında 'seçim' kaybettik,zaman zaman kazandık ama bunlar emekçi halkın istemlerini karşılamaktan uzaktılar(Ecevit,inönü dönemleri).AKP ve Erdoğan dönemi faşizmin seçim/oy aldatmacasıyla bizlere onaylatıldığı uzun bir dönem oldu.bir kaç seçim kazanırlar(Özal gibi)giderler diye düşürdük ama her geçen gün tabana yayılarak güçlenerek çıktılar.dinin ideolojik bir yaptırım gibi topluma dayatılması(anti-laisizm)ve cumhuriyet/demokrasi ikilisini birbirinden kopararak 'İslami yönetim' kurgusunu yavaş yavaş ve yasalarla uygulamaya benimsetmeye başladılar.Bilimin basit bir formülü vardır,'hiçbir şey yoktan var olmaz,var olan da yok olmaz'...toplumsal mücadele,yaşam böyle bir şey!..bir an herşeyinizi bilincimizle yoğrulmuş emeğinizi maddi birikimlerinizi,düşünsel olarak kafanızda biçimlendirdiğiniz projeleri kaybettiğinizi zannedersiniz ve büyük bir moral çöküntüye uğrarsınız.işte!..bu seçim sonuçları bende böyle bir etki bıraktı.en azından sol/sosyal demokrasinin bir seçim kazanmasını beklemiyordum ama en azından 7 Haziran kazanımlarını korumak veya çıtayı biraz daha yükseltmek gibi bir umudum vardı.en azından TBMM de AKP ile pazarlık yapacak,her istedikleri yasayı çıkaramayacakları bir blok olacaktı bu ihtimal ortadan kalktı.Toplumsal muhalefeti temsil eden CHP/HDP TBMM de etkisiz(oylama anlamında)kalsalar dahi yine seslerini çıkartacak,AKP ye geçmişe oranla daha dirençli mücadele edeceklerdir.dışarıda,sokakta,işyerinde 'demokratik' örgütlenmeler mücadeleye daha sıkı sarılacaklardır.bu toplumsal muhalefet ve direnç noktaları bilimin iddaa ettiği,yoktan var olmaz,var olanın yok olmayacağı tezinin görüntüsüdür.evet!..seçim kaybetmekle her şeyin sonu gelmeyecektir ve bunca birikim bir anda kaybolmayacaktır.O halde bu seçim yenilgisi şoku ancak derli toplu eylemlerle atlatılabilinir.toplumsal muhalefetin tekrar moral motivasyona kavuşmasının yegane yolu budur.bu mücadeleyi sanat/kültür etkinlikleriyle beraber ortaya koymak mücadeleyi anlamlı,coşkulu kılacaktır.bunlara ek olarak üzerinde düşünmek zorunda olduğumuz bir konu var o da kitle ilişkisi ve bu ilişkiyi 'demokratik' biçimde mücadele içine taşıyıp kalıcı hale getirmek.